Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, AK Parti Ege ve Akdeniz Bölgesi milletvekilleri ile yaptığı toplantıda dış politikaya yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Toplantı basına kapalı gerçekleştirildi. Edinilen bilgilere göre, Suriye’deki terör yapısının bir devlete dönüşmesine asla izin vermeyeceklerini, Türkiye’nin bu kararlılığının tüm muhatapları tarafından bilindiğini söyleyen Bakan Fidan “ABD’li muhataplarımıza ‘Orayı siz hassas bir bölge olarak görüyorsanız, bizim için de hassas. Bir gün tercih noktasına gelirseniz ve oradaki yapıya izin verirseniz yanlış tercih yapmış olursunuz’ diyoruz. ABD bizim kararlığımızı çok iyi biliyor. Oradaki terör yapısı şu anda tamamen ABD’ye bağlı, suni bir yapılanma. Yani bir insan düşünün yoğun bakımda oksijen maskesi olmadan yaşayamaz. Bölgedeki terör gruplarının oksijen maskesi de Amerika’da. ABD oksijeni keserse üç gün yaşayamazlar. Bu coğrafyada mevcudun dışında yeni bir yapılanma veya yeni bir devletleşme süreci mümkün değil. Kuzey Irak’a bakın. Orada federasyon var, özerklik var, yerel yapılanmalar var ama bir şey olamadılar. Bizim nihai hedefimiz Suriye’de toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır. Sınır ötesindeki Kürtlerin hamisi de Türkiye’dir” dedi.
BEKLEYİP, GÖRECEĞİZ20 Ocak’ta göreve başlayacak olan ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’la ilişkileri şu anda kestiremediklerini ifade eden Fidan “Trump’la yeni bir dönem başlıyor ama Türkiye ABD ilişkileri nasıl olur, henüz bir değerlendirme yapamayız. Çünkü Trump’ın ne yapacağı konusunda bir belirsizlik söz konusu. Ancak ilk dönemindeki yaklaşımlarından hareketle, bugün ne yapabileceğine dair tahminler var. Bekleyip göreceğiz” diye konuştu.
Fidan, Halep’te yaşanan çatışmalara Türkiye’nin müdahil olmadığını, ancak yeni bir göç dalgası ihtimaline karşı gereken tedbirlerin alınacağını ve herhangi bir göç dalgasına sebebiyet verecek bir aksiyonda bulunulmayacağını ifade etti.
AVRUPA ABD’NİN ETKİSİNDEUluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasını da değerlendiren Fidan “Bölgemizdeki risk giderek artıyor. Biz Türkiye olarak bölgede belirsizliğin kalkması, güven ve istikrarın gelmesi için elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyoruz. Ama Avrupa şu anda ABD’nin etkisinde, son yaşananlara bakarsanız. UCM Netanyahu ve savunma bakanı hakkında tutuklama kararı verdi. ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, karara karşı yasa tasarısı hazırlığında olduklarını açıkladı, UCM’nin tutuklama emrine uyacağını açıklayan ülkeleri yaptırım uygulamakla tehdit etti. Hiçbir Avrupa ülkesi buna cevap veremedi. Gazze meselesi ile ilgili bir toplantı olduğunda, Avrupalı bakanlar ABD Dışişleri Bakanı’nın ne söyleyeceğine bakıyor. Bizim hedefimiz bölgede güven ve istikrarın tesis edilmesi. Başkalarının başka planları var ama bizim bölgede başka bir hedefimiz yok. Bunu her seferinde muhataplarımıza söylüyoruz” dedi.
PUTİN’İN ÇIKIŞI DİKKATE ALINMALIBakan Fidan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer çıkışıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Fidan, bunu sadece bir tehdit olarak görmenin çok basit olacağını kaydederek “Kullanılabilecek bütün konvensiyonel silahlar zaten kullanıldı ama savaş son bulmadı. Bu süreçte ya barış galip gelecek ya savaş kontrolden çıkacak. Putin bunu bu sözleriyle zaten ifade etti. Savaş Ukrayna topraklarından Rusya topraklarına sıçradı. Bu da etraftaki bütün ülkeleri yakacak bir noktaya gidecek ya da bir şekilde barış galip gelecek. Putin’in bu nükleer çıkışı bu yüzden dikkate alınmalı” diye konuştu.
AKDENİZ'DE HAREKET ALANIMIZ GENİŞLEDİHakan Fidan, Türkiye’nin Mısır’la ilişkileri geliştirdikten sonra Akdeniz’deki hareket alanının genişlediğine dikkat çekerek şunları söyledi: Şu anda bölgedeki en güçlü ülke Türkiye. Bu yüzden bizlerin dış politika eksenli, attığımız adımlarda ve yürüttüğümüz diplomatik çalışmalarda barışı önceliyoruz. Bölgesinin en güçlü ülkesi Türkiye olduğu için biz attığımız ve yürüttüğümüz bütün adımlarda barışı önceliyoruz. İlk hedefimiz barış. Türkiye dış politikada oyun kuran, oyunbozan, kritik coğrafyalarda da tesir oluşturan gündemi belirleyen bir rol üstleniyor.