Yenibosna'daki kaporta tamirhanesinde 39 yıl önce çırak olarak çalışmaya başlayan Aytekin Akdoğan, Jackie Chan ve Bruce Lee'nin aksiyon filmlerinden de etkilenerek karateye yöneldi.
Hobi olarak başladığı karateyle uzun yıllar ilgilenen Akdoğan, elde ettiği başarılarla 1996'da milli takıma seçildi. Karate tutkusunun yanında motosikletle de ilgilenen Akdoğan, geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle spora yaklaşık 8 yıl ara verdi.
Bu sırada kendi işinin patronu olan Akdoğan, oğlu Yusuf Akdoğan'ı da karateyle tanıştırdı. Oğlunun ısrarlarına dayanamayarak birlikte karate antrenmanları yapan Akdoğan, bir yandan işini sürdürürken bir yandan da turnuvalara katıldı.
Şampiyonluklarını Türkiye Karate Federasyonunda milli hakem olarak taçlandıran Akdoğan, Karadağ'ın Budva kentinde düzenlenen Balkan Büyükler ve Veteranlar Karate Şampiyonası'nda altın madalya alarak Balkan Şampiyonu oldu.
Babasının yolundan giden Yusuf Akdoğan ise bir yandan spor bursuyla üniversite eğitimini sürdürürken bir yandan da yarışmalara katılarak dereceler alıyor.
Katıldığı ilk turnuvada üçüncü oldu
Karatedeki başarılarını AA muhabirine anlatan Aytekin Akdoğan, bu sporun kendisine çok şey kattığını söyledi.
Çok hiperaktif bir insan olduğunu, karate sayesinde durgunlaştığını belirten Akdoğan, "Karatenin en büyük faydalarından birisi de diğer sporlara göre aşırı hiperaktifleri durgunlaştırıyor. Çok durgun olan çocukları da yukarıya doğru biraz yükseltiyor. Japon bilim insanları karatenin aşağı yukarı 27-28 faydasından bahsediyor." dedi.
Bu spora olan tutkusunun hiçbir zaman bitmeyeceğini ve daha büyük şampiyonalara katılmayı hedeflediğini aktaran Akdoğan, bir süre ara verdiği spora oğlunun ısrarıyla yeniden başladıktan sonra dereceler aldığını anlattı.
Akdoğan, katıldığı ilk turnuvada iki antrenmanın ardından üçüncülük elde ettiğini belirterek, "Maceramız böyle başladı, 3 ay sonra bir turnuva, 5 ay sonra bir turnuva derken, her sene yapılan Türkiye ve İstanbul şampiyonalarının hepsine katıldım. Bunlara katılmamızın sebebi tamirhaneden, rutin hayattan kopup sosyal aktivite yapma isteğiydi. Kötü alışkanlıklardan da bizi koruduğu için dikkatimizi spora vermek bize çok şey kazandırdı." ifadelerini kullandı.
Sporda elde ettiği başarıları oğluna da tam burs getirdi
Oğlu Yusuf Akdoğan'ın da kendi grubunda dereceler yaptığını dile getiren Akdoğan, Türkiye ikinciliği, İstanbul ve iller arası birinciliği bulunan oğlunun bu spor sayesinde özel üniversiteyi yüzde 100 burslu okuduğunu kaydetti.
Karatede siyah kemer seviyesine geçtiğini belirten Aytekin Akdoğan, "2024'te Balkan Şampiyonu oldum ama bugünlere gelene kadar da birçok uluslararası maçta da derece yaptım, 26. Balkan Büyükler Şampiyonası'nda yine birincilik, daha sonrasında da ikincilik aldım. Türkiye'ye iki madalya kazandırdık. 2025'te de yine aynı şekilde, 27. Balkan Büyükler Şampiyonası'nda kendi grubumda altın madalya alarak milli takımımıza bizim de bir katkımız oldu." diye konuştu.
Evine sığmayan kupalarını tamirhanede sergiliyor
Elde ettiği başarıların yanında Türkiye Karate Federasyonunda milli hakem olarak görev yapan Akdoğan, "İlk başta bölge hakemiydim. Sonra milli hakem oldum. Ulusal maçları yönetmeye başladık. Milli takıma gidecek çocukları seçmeye başladık. Sporun içinden gelip de bu işi yapmak inanılmaz derecede büyük avantaj sağlıyor." dedi.
Akdoğan, aldığı madalya ve kupalarının bir kısmını evine sığmadığı için atölyesinde sergilediğini anlattı.
Özel öğrenme güçlüğü, dikkat dağınıklığı gibi sorunlar yaşayan çocukların karateye yönlendirilmesi tavsiyesinde bulunan Akdoğan, "Karate insana bir nevi terapi yapıyor aslında. Diğer sporlardan farkı, saldırı sporu değil, savunma sanatı. Dersten çıktığınız zaman kuş gibi hafifliyorsunuz. Böyle de bir özelliği var, şiddetle tavsiye ederim. Özellikle çocuklara, kız çocuklarına tavsiye ederim. Kendilerine bir güven geliyor ve bir iki sene sonra inanılmaz derecede değişiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.