Arıklı, gazetecinin "İsraillilerin KKTC’de büyük miktarda mal aldığını ve bu şekilde Kıbrıs’ı Filistin gibi ele geçirmek istediğini biliyoruz. Sizin bu konudaki görüşünüz ne?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu sonuca hangi veriye dayanarak ulaştınız? Bizim elimizde resmi makamlardan alınmış veriler var. Bu verilere baktığımızda böyle bir sonuç görmüyoruz. 2021-2024 arasında yabancıya 9408 konut satılmış. İsrail vatandaşları toplam 611 adet konut almış. Bu İsrail vatandaşlarının birçoğu da İsrail pasaportu taşıyan ya Arap ya da Hristiyan İsrailliler. Yabancı konut alım sıralamasında İsrail, TC, AB, Rusya ve İran’dan sonra 5. sırada. Bu da %6.49’a denk geliyor. AB vatandaşları 2314 adet konut, Rusya vatandaşları 1196 adet konut satın alınca bir şey olmuyor da, İsrail vatandaşları 611 adet konut alınca mı Kıbrıs Filistinleşmiş oluyor?"
Gazetecinin, "Peki, arazi satışında da durum böyle mi? Yahudilerin avukatlar üzerinden büyük araziler kapattığı söyleniyor." sorusuna ise Arıklı şu cevabı verdi:
"Bunu biz de duyuyoruz. Bunun gerçek olması halinde milli bir tehlike olabileceğinin de farkındayız. Bizim yasalarımıza göre yabancıya arazi satışı 1 dönümle sınırlıdır. Kaldı ki gayrimenkul alan yabancıya, tapu vermeden önce mutlaka güvenlik soruşturması yapılır. Bu soruşturmayı da biz yapmayız. Türkiye güvenlik makamları yapar. Avukatlar üzerinden sözleşme ile gayrimenkul alan kişi ahmaklık yapar. Çünkü bunun tapuya dönmeyeceğini bilmesi gerekir. Bu sözleşmeler yasa gereği belli bir süre sonra tapuya çevrilmek zorunda. Biz buna izin vermeyiz. Bu konuda mevcut hükümet en az sizin kadar hassas partilerden oluşuyor. İhtiyaç duyulması halinde bu konuda başka sert yasal önlemler de alabiliriz."
"Peki, bu dedikodular niye çıkıyor?" sorusuna Arıklı şu yanıtı verdi:
"Bana göre bu propagandalar, Rum-Yunan entelijansiyasının bir ürünü. Son yıllarda KKTC’de yabancıların konut alım oranı ve inşaat sektörünün ekonomimize ciddi bir katkı koyması, Rumları ciddi endişeye sevk etmişti. Biliyorsunuz, inşaat sektörü 64 yan sektörü de sürükleyen lokomotif bir sektördür. Rumlar, hem KKTC ekonomisinin gelişmesini hem de yabancıların KKTC’ye ilgisini azaltmak için, 5. kol eliyle ellerinde hiçbir veri olmadan Türkiye ve KKTC’de; 'Kıbrıs Filistinleşiyor' diye kara bir propaganda başlatıp, bu konuda hassas olan milli ve mütedeyyin kesimleri ayağa kaldırdılar. Öte yandan da, KKTC’de faaliyet gösteren müteahhit ve emlakçılardan bazılarını güneyde tutuklayarak diğer müteahhit ve emlakçılara gözdağı verdiler."
Arıklı, hükümetin de bu propagandanın etkisinde kaldığını belirterek, alınan kararların olumsuz sonuçlarını şu sözlerle anlattı:
"Benim de üyesi olduğum hükümet, arazi satışını önleyecek tedbirleri almak isterken büyük bir hata yaptı ve yabancıların konut satın almasının önünü tıkadı. Bu yasa ile sözleşme ile birden fazla konut alan yabancılara dedik ki, 'sadece bir konutu elinde tut ve diğerlerini 6 ay içerisinde sat'. Bu durum, güneydeki parasını bankalardan çekip gelip burada birden fazla konut alarak yatırım yapan yabancılarda müthiş bir paniğe sebep oldu. O panikle ellerindeki malı sudan ucuz fiyatlarla satmaya çalıştılar. Derken müteahhitler zor durumda kaldı ve inşaat çalışmalarını durdurdular. Bu da hem inşaat sektörüne hizmet veren diğer yan sektörleri hem de maliyemizi ciddi şekilde zora soktu. Kendi elimizle kendi ayağımıza sıkmış olduk böylece. Rumlar, gelinen noktadan çok büyük bir zafer kazanmış oldular."
Son olarak, alınması planlanan tedbirlerle ilgili Arıklı şunları söyledi:
"Ben tapu kayıtlarına dayanarak oluşturulmuş istatistiki verileri hem Anavatan Türkiye yetkililerine hem de ortaklarıma anlattım. Yabancıya konut satışının hiçbir tehlike arz etmediğini, satılan konutların işgal ettiği arazinin sadece 1804 dönüme denk geldiğini, (KKTC’nin sahip olduğu arazi 2 milyon 507 bin dönümdür. Yabancıların aldığı konutların işgal ettiği arazi miktarı KKTC arazilerinin %0.07’sine denk gelmektedir) rakamlarla anlattım. Özetle dedim ki; biz, arazi satışı ile konut satışını birbirinden ayırmalı ve yabancıya arazi satışını şiddetle yasaklamalıyız. Ama diğer yandan yabancıya daire satışını ise serbest bırakmalıyız. KKTC ekonomisini ayağa kaldırmanın, bütçe açığını kapamanın ve TMK’ya kaynak yaratmanın tek yolu, yabancıya daire satışının önündeki engelleri kaldırmaktır."