“Bu ülkede bir halk var. Bu halkın kendi kuralları, kendi gelenekleri vardır”
“Suni” olan, yani “yapay” olan, gerçekte bir sorun olmayan “sorun” üzerinden, ülkenin hiç olmadığı bir hale getirildiğinin altını çizen Erhürman, söz konusu sorunun “suni” yani “yapay” bir sorun olduğunu, UBP PM kararını kaleme alan kişiler tarafından da dile getirildiğini anımsattı. “Biz baştan beri bunun yapay bir sorun olduğunu söyledik” diyen Erhürman, UBP PM kararı kaleme alınırken de bunun suni bir sorun olduğu tespiti yapıldığını belirtti. Tufan Erhürman, “O yapay sorun denilen şey demek ki gerçek bir sorun değildi, mevzuat değişikliği gerektirmeden aşılabilecek bir meseleydi” diye konuştu. Bugün basına yansıyan haberlere de işaret eden Erhürman, “İrsen Küçük Ortaokulu’nda yaşanan sıkıntı, Hala Sultan İlahiyat kolejine geçiş yapmak suretiyle aşıldı. Yaşanan sıkıntı aşılabilecek bir şeydi, öğretim yılı ortasından öteye geçişmişken mevzuat değişikliğine gerek yoktu” dedi. Bir gecede tüzük değişikliği yapıldığını kaydeden Erhürman, ardından tüzüğün geri çekildiğini, yeni bir tüzük değişikliği yapılacağının söylendiğini, ondan da vazgeçildiğini, sonra da bambaşka bir tüzük değişikliğiyle memleketin bu noktaya getirildiğini vurguladı. “Bu iş, üç kız çocuğumuzun talebi olarak ortaya çıktı. Bu talebin karşılığı, bu ülkede zaten vardı” diyen Erhürman, eğitimdeki değişikliklerin bir gecede değil, aylarca yapılacak çalışmalar sonucu yapılabileceğini ifade etti. Yaşatılanların, toplumda hiç olmayan parçalanmayı tetikleyeceği uyarısında bulunduklarını kaydeden Erhürman, “Bu ülkede bir halk var. O halkın kendi kuralları, kendi gelenekleri vardır. Tarihi vardır, yaşam biçimi vardır. Her halk bunlardan hareketle kendine ilişkin düzenleme yapar” dedi. Gelinen noktaya işaret eden Erhürman, bu ülkenin tarihini bilmeyen kişilerin, bu ülke halkına yönelik küfürlerinin, tehditlerinin günlük bir alışkanlık haline geldiğini vurguladı. “Ne din düşmanlığımız ne Türkiye’yi sevenler sevmeyenler ayrımı kaldı, hiç olmayan, yapay olan bir mesele üzerinden bu toplumda bu kargaşayı yarattınız” diyen Erhürman, bu ülkede bir halk olduğunu vurguladı ve söz konusu durumun herkesçe kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Tufan Erhürman, “Bu ülkenin kendi kuralları, kendi örf ve adetleri vardır. Kendi kararlarını, kendi verir” diye konuştu. Eğitim gibi bir alanda dayatmalarla, baskılarla çözüm üretmek gibi bir noktaya savrulup da mevzuatta değişiklik yapmanın, yapılması gereken en son şey olduğuna vurgu yapan Erhürman, yapay diye tanımlanan sorunun, problem olmaya devam ettiğini dile getirdi.
“Bu halkı yok derekesine indiriyorsunuz”
Yüksek Mahkeme açılışında yaşananlarla ilgili de konuşan Erhürman, “Bu ülkede protokol müdürlüğü var. Bu protokol müdürlüğü her türlü açılışı düzenleyebiliyor da yüksek mahkemenin temel atma törenini mi düzenleyemiyor?” diye sordu. Sunucunun bile Türkiye’den geldiğini anımsatan Erhürman, “Biz yok muyuz burada? Bunu nasıl içinize sindiriyorsunuz?” diye sordu. Yeni hastanenin lansmanının yapıldığını, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı yardımcısının sunum yaptığını, bizim sağlık bakanımızın ise orada oturduğunu vurgulayan Erhürman, “Lav edin bütün kurum, kuruluşları. Bu halkı yok derekesine indiriyorsunuz” dedi. Yüksek Mahkeme temel atma töreninde böyle bir tören düzenlenmesinin bizim geleneklerimizde olmadığını vurgulayan Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti kendi protokolünü dilediği gibi düzenler. Ama nasıl biz oraya karışamazsak, orası da buraya karışamaz protokol düzenlemesi açısından” dedi. Tufan Erhürman, “Burada bir halk var. Buradaki halkın da kendi kuralları, teamülleri var. Bizim yüksek mahkememizin temel atma töreninde, bizim yüksek mahkeme başkanımız konuşmasında ben de davetli bir misafirim dedi. Nereye doğru götürüyorsunuz memleketi?” diye sordu. “Dayatmalarla eğitimi mahvettiniz” ifadelerini kullanan Erhürman, okulların kapanmasına iki ay kala her tarafın perişan edildiğine dikkat çekti. Ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin, halkı, hayatında duymadığı hakaretlere maruz bıraktığının altını çizen Erhürman, “Bu memlekette ne mücadele verildi bilmeyen insanlar, buradaki insanlara, önce dinsiz imansız dedi, gidin Rumlara dedi, Rumcu dedi, Rum dedi. Bu halk bunları mı hak ediyor? Bu halka küfreden 3-5 kendini bilmez hadsiz benim gündemim değil. Benim gündemim, bu kendini bilmezlere bu zemini hazırlamış olmanızdır yapay sorun üzerinden” dedi.
"Duvara toslayana kadar aynı terane devam ediyor”
“Dubai’de ve Moskova’da ne olduğunun farkındasınız?” diye soran Erhürman, inşaat müteahhitlerinin, fuar içinde yapacağı tanıtımdan alı konulduğunun altını çizdi. “Geriye dönmeleri kendilerine söylendi. Bu meselede de sizi defalarca uyardık” diyen Erhürman, Ersin Tatar’ın “yürüyün de korkmayın” ifadelerini hatırlattı. “Avrupa’da değil, Dubai’de, Moskova’da da söylesin Ersin Bey. Bütün bunlar olurken iki devletli çözüm meselesini konuştuğunuz zaman Dubai’de de Moskova’da da 541-550 çıkıyor. 50 defa uyarmış olmamıza rağmen ekonominin çarklarının içine çomağı soktunuz” diyen Erhürman, Ersin Tatar’ın “Yürüyün de korkmayın” derken çok rahat olduğunu belirtti. Tüm gelişmeler yaşanırken Ersin Tatar’ın Moskova’ya direkt uçuş çağrısı yaptığını belirten Erhürman, “Ersin Bey dünyadan bir haber. Geldiğimiz nokta bu” dedi. Ersin Tatar’ın dört buçuk yıllık döneminde AB ile ilişkilerin de dibe vurduğuna vurgu yapan Erhürman, Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan’ın Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açma kararı açıklamasını hatırlattı. 10 gün önce AB ile bir sonuç bildirgesi ortaya çıktığını belirten Erhürman, “Sonuç bildirgesinde, 541 ve 550 kararlara atıf var. Bağlılığını teyit ediyor bu ülkeler. KKTC’nin tanınmaması gerektiğine atıf var. Dışişlerinden, Cumhurbaşkanlığından açıklama var mı?” diye sordu. Dünyadaki yerimizin git gide daraldığını vurgulayan Erhürman, “Duvara toslayana kadar aynı terane devam ediyor” dedi. “Yönetmeyen bu yapıyla geçtiğimiz her gün geri geri gittiğimiz bir gün olarak tarihe geçiyor” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkına geri döndürülemez zararlar verildiğinin altını çizdi.