Kıbrıs sorunuyla ilgili kritik bir konjonktürde Hristodulidis’in Beyaz Saray’da Güney Kıbrıs’ın “bölgesel etkisini” ele aldığını yazan gazete “Fiili Taksim Üzerinde Tarihi Anlaşmalar” başlıklı yazısında, Rum Yönetimi Başkanlığının, Hristodulidis’e yönelik davetin yalnızca Kıbrıs sorunuyla ilgili değil Güney Kıbrıs’ın bölgedeki stratejik rolüyle ilgili olarak gönderildiğini kabul ettiğini kaydetti.
Rum liderin, Biden’la şahsi olarak Kıbrıs sorununa müdahil olan tek Amerikan Başkanı olarak vedalaştıklarını kaydeden gazete, Biden’ın 2014 yılında Anastasiadis ile Eroğlu arasında ortak bir görüşme organize ettiğini ve kendisinin de bu görüşmede hazır bulunduğunu anımsattı.
Haberde Hristodulidis ile Biden arasında Beyaz Saray’da yapılan görüşmede, belirsiz bir durumda bulunan Kıbrıs sorunuyla ilgili genişletilmiş bir görüşme yapılması için yer olmadığı da belirtildi.
Gazete Hristodulidis’in ABD ziyaretinin hemen ardından gittiği Atina’da Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’e söylediği gibi, eğer en önemli şey Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın bölgede oynadığı rolün tanınmasıysa, o zaman tarihi bir toplantıdan değil Rum Yönetimi Başkanının görevden ayrılan bir Amerika başkanına resmi ziyaretinden söz edilmesi gerektiğini de ekledi.
Kathimerini gazetesi ise “Kıbrıs Batıya İstikrarlı Bir Bakış” başlıklı haberinde Hristodulidis ile Biden’ın Beyaz Saray’daki görüşmelerinin iki ülke arasındaki mükemmel ilişkiyi pekiştirdiğini öne sürdü.
2022 baharında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin hemen ardından eski Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in Rus donanmasına bağlı gemilerin Limasol’a demirlemesine bir son verilmesine karar verdiğini anımsatan gazete, Güney Kıbrıs ile Amerika arasındaki ilişkilerdeki gelişmeleri gözlemleyen bazı tecrübeli gözlemcilerin bunun ABD ile Rum Yönetimi arasındaki ilişkilerin hızlı bir şekilde gelişmesi açısından katalizör bir gelişme olacağını vurguladıklarını belirtti.
Haberde bunun iki yıl ardından Hristodulidis’in Beyaz Saray’a yaptığı ziyaretin, Güney Kıbrıs ile Amerika arasındaki mükemmel ilişkileri mühürlemek ve buna paralel olarak yüzünü artık batıya çeviren Rum dış politikası açısından bir paradigma değişikliğini hatırlatmak için gerçekleştiğini belirtti.
Gazete ABD’yle ilişkisi göz önüne alındığında Rum kesiminin, vize muafiyeti programı ve RMMO mensuplarının eğitimi gibi konularda birçok alanda fayda sağladığının görüldüğünü de ekledi.