Ta ki, vicdan yoksunu birileri tarafından katledilene kadar. Tam 15 eşek! Biri daha yavru…
Ne istediler, ne amaçladılar, kimin işine geldi? Bolca teori üretilebilir ama gerçek tek bir şey var...
İnsanlığımızdan utanmamız gerektiği.
İlk akla gelen avcılar…
Belki mahsullerine zarar verdikleri için yerliler…
Belki de, pazar gününü seçerek avcıların üzerine kalsın diye düşünen bir grup sadist! Evet, artık adını koymak lazım...
Sadizm! Çünkü bu işin mantıkla, vicdanla, insaniyetle açıklanacak bir tarafı yok.
O eşekler bizden ne istedi? Bir gram nefes mi? Bir lokma yemek mi? O kadarına bile tahammül edemedik mi? Vicdanım sızladı demek bile az kalır, çünkü artık içimizde bir şeyler eksiliyor. Eksik olan, bir başkasında değil, bizde!
Hepimiz tepki gösterdik, kınadık… Peki sonra? Önce kendime soruyorum...
Bir gazeteci olarak ben ne yaptım? Kemal Basat, kaç kere yardım çağrısı yapmış? Ne duydum ...Ne de duyurdum...
Peki kaç kişi duydu? Kaç kişi destek oldu? Beş kişi! Koskoca memlekette sadece beş kişi! Hadi suçluyu arıyoruz ya, önce aynaya bakalım.
“Devlet yapsın” demek kolay… Sosyal devletiz ya hani! Ama devlet yapmadığında üç maymunu oynayarak seyretmek de bizim işimiz.
Olmadı mı?
Yapılmadı mı?
O zaman herkes elini taşın altına koyacak! Kimse yapılacak 3 kuruş yardım ile fakirleşmez...
Ama o eşekler o bir torba havuca muhtaç! Farkında mıyız? Farkındayız! Ama işimize gelmiyor.
Karpaz’a gidiyoruz, en güzelini seçip fotoğraf çekiyoruz. Akşam evde “kaç beğeni aldı” diye bakıyoruz. Ama o güzel gözlüler aç! Kemikleri sayılıyor! Yine de en iyi açıdan çekiyoruz ki içimiz rahat etsin. Vicdanın fotoshopu mu olurmuş? Oluyormuş!
Sonra avcılara gelelim. “Hobi” diyorlar, “eğlence” diyorlar. Nesi eğlence? Eğer beslenmek için avlanıyorsan, doğanın kanunudur, saygı duyarım. Ama olay “ben daha iyi vururum” yarışına döndüyse, bu artık bastırılmış vahşetin dışavurumudur. Yahu 50 TL’lik mermiyle 1 gramlık can almanın nasıl bir tatmini olabilir? Ego mu, kudret gösterisi mi? Hangisi?
Atalarımız avlanmış evet! Ama yemek için, hayatta kalmak için! “Bak ne güzel vurdum” demek için değil! O zaman şimdi soruyorum... Bugüne kadar kaçımız Karpaz’daki eşeklerin açlığına kafa yordu? Kaçımız “ne kadar zayıf kalmışlar” dedi ama sonra fotoğrafı beğenip geçti? Kaçımız sosyal medya için o güzel gözleri kullandı ama bir tas su bile vermedi?
Peki tek suçlu, o 15 güzel gözlüyü katledenler mi? Yoksa her birimizin, suskunluğumuzla, umursamazlığımızla bu işte payı var mı? Bence var! Sadece Karpaz’daki eşekler için değil, memleketin içine düştüğü her bataklık için var!
Sorumluluk bizde!
O yüzden, üç maymunu oynamayı bırakalım artık...
Yoksa bir gün, bakacak vicdanımız bile kalmayacak!