Gülbahar yaptığı yazılı açıklamada, “BM’nin, Kıbrıs kararları değişmeden, iki devletli çözüm önerimizin müzakeresi için zemin yaratılmadan resmi veya gayriresmi toplantılara katılmamamız, masaya oturmamamız lazım.” dedi.
Cenevre’de ortaya çıkan sonucun, Kıbrıs Türk halkının büyük çoğunluğunun beklentileri, Türkiye ve halkın esas çıkarları doğrultusunda olmadığını savunan Gülbahar, şöyle devam etti:
“Sebebi ne isterse olsun Kıbrıs konusunda iki devletli çözüm yönünde adım atmak yerine federasyona geri dönülebileceği izlenimi yaratan açıklamalar yapılmasına, toplantılar düzenlenmesine onay vermek Rum-Yunan emellerinin canlı kalmasından başka hiçbir şeye hizmet etmeyecektir.”
Gülbahar, “Türkiye ve KKTC, Cenevre’de bizleri memnun eder şekilde iki devletli çözüm yolundan dönülmeyeceğini net bir şekilde ortaya koydu ancak bize göre hata yaparak, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ‘özel ya da kişisel ‘ temsilci atamasına karşı çıkmadı, tepki ortaya koymadı.” dedi.
Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin iyi niyetle, zamanla yola gelmelerini beklemenin “nafile” olduğunu belirten Gülbahar, yapılması gerekenin onların emellerine net bir şekilde set çekmek, KKTC’nin tanınması için ısrarcı olmak olduğunu kaydetti.
-“Bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için kararlı adımlar atılmalı”
“Artık top çevirme, zaman kazanma” gibi yollara başvurulmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Gülbahar, şu ifadeleri kullandı:
“Bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için kararlı adımlar atılmalı, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın son üç yılda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda net bir şekilde ortaya koyduğu gibi BM’den, KKTC’nin tanınması ve Kıbrıs Türk halkına uygulanan ambargoların kaldırılması yönünde kararlar alması talep edilmelidir. Aksi takdirde gün gele gereken kararları gerektiği gibi zamanında uygulamadığımız için pişman olacağız.
Adil bir şekilde dünya barışına hizmet etmediği yaşanan uluslararası olaylarla kesinleşen Birleşmiş Milletler, Kıbrıs konusunda olumlu bir iş yapmak istiyorsa Rumların bizim aleyhimize kullandıkları kararlarını değiştirmelidir.”