AB diyor ki: “Size 12 milyar euro yatırım paketi getiriyoruz.”
Orta Asya’daki kardeş devletler de diyor ki:
“Tamam, biz de GKRY’nin başkenti Lefkoşa’da büyükelçilik açalım.”
Ve biz?
Kıyamet senfonisini çalmaya başlıyoruz.
“Sırtımızdan hançerlendik!”
“12 milyar euroya bizi sattılar!”
“Bunlar Türk değil, olsa olsa maskeli Bizanslı!”
Yahu bir durun.
Nefes alın.
Bir çay için.
Birincisi…
Bu devletler GKRY’yi yeni tanımadı.
Zaten yıllar önce tanımışlar.
Açık kaynak, Google Amca, aradığın an tarih tarih karşına döküyor.
Mesela Kazakistan: 2 Nisan 1992
Kırgızistan: 20 Şubat 1992
Türkmenistan? 2007
Yani yeni olan sadece elçilik.
Yani sembolik bir adım.
Yani zaten tanıdığı bir devlette bina açıyorlar.
Biz ne yapıyoruz?
Kamera açılarını zoom’layıp dramaya abanıyoruz.
Halbuki aynı ekip şimdi 1-2 Mayıs’ta toplanıp, KKTC’de aksakallar zirvesi yapacak.
Ama biz onu görmeyiz.
Çünkü bizde “bir fazlası” sendromu var.
Nedir o sendrom?
Ne yapılırsa yapılsın,
“Yetmez ama evet” kafası.
Yapılsa bile,
“Daha iyisi olmalıydı” kıvamı.
Memnuniyetsizlik bir yaşam biçimi.
BM’nin Kıbrıs kararlarını yere göğe koyamıyoruz…
Ama aynı BM Gazze kararlarını ise hatırlamıyoruz.
Hatırlatanlara da “Ama onlar başka!” diye parmak sallıyoruz.
Çifte standart?
Yok canım, bizde olmaz!
Ve hep aynı hataya düşüyoruz:
Eleştirmeye gelince varız,
Ama iş alkışa gelince hepimiz bir anda “ghost mode”a geçiyoruz.
Bu kadar görünmezlik Harry Potter’da bile yoktu.
Sonra da…
Sayın Cumhurbaşkanı’ndan mucize bekliyoruz.
Sanıyoruz ki Ersin Tatar'da sihirli değnek var...
Yok.
Ama ne var?
Kurum kurum oturmuş, sabırlı, kararlı adımlar var.
Kim KKTC’nin bir uluslararası teşkilatın içine alınabilmesi için uğraştı?
Kim KKTC bayrağını uluslararası sahnede dalgalandırdı?
Kim, “İlk günden beri aynı yolu savundu” Kim "net durdu?"
Ama biz…
Yine içimize dönüp birbirimizi yemeye başladık.
Tıpkı Habil-Kabil meselesi gibi.
Kardeşiz ama aramızı bozmaya çalışanlar ve 5.kolu aktifleştirenler var ..
Konu ne TDT...
Konu ne Başörtüsü...
Ne Laiklik...
İhanet edenler zaten belli.
Ama sen…
İçimizdeki sen…
Sen nasıl bu oyuna gelirsin be Türk soyu?