Kara Harp Okulu mezuniyet töreni ardından "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganını attıktan sonra korsan yemin edip, kılıç çeken teğmenlerle ilgili soruşturmada Alay komutan vekili, tabur ve bölük komutanının da yer aldığı isimler disiplin kuruluna sevk edildi.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları teğmenlerin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) itibarını zedelediği için Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildiğini açıkladı. Bakanlığa yakın kaynaklar, "Mesele okunan metin değil, emre uyulmamasıdır. TSK'yı tartışmaya açıp itibarını zedelediler." bilgisini verdi.
30 Ağustos'ta yaşanan skandalda olayla ilgili kişi veya kişiler hakkında elle tutulur net bir hukuki karar alınamaması şu ana kadar yapılan açıklamalarda ise sadece 5 kişiyi kapsar bir tablo çizilmesi bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi.
Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu CHP ve avanesinin yüzsüzce savunarak kıyametleri koparttığı son yaşanan teğmenler konusunda ve geçen yıl Tuzla Piyade Okulu'nda en az 10 teğmenin WhatsApp grubunda aşağılık yazışmalarıyla ortaya çıkan skandalın hala çözülememesinde adalet sisteminde Kemalist küfürbazları koruyan yapıya dikkati çekti.
Karahasanoğlu'nun "Mustafa Kemal’in askerleriyiz.." başlıklı yazısı;
O halde istediğimize küfrederiz..
CHP arkamıza yapışır..
DEM bizimle ilgili konuşmama kararı alır.
“Biz etik siyaset yapacağız” diyen Gelecek Partisi susar.
“Ahlakımız dejenere oldu, bu nasıl iş” diye ter ter tepinen Saadet Partisi yönetimi, “Biz o konuda konuşmayız” der..
Laikçi kemalistler mi?
İşte onlar, bu sessizliğe bürünenlerin sırtından, hiç utanmadan, küfürbaz teğmenleri savunurlar..
Geçtiğimiz yıl yaşanan Tuzla Piyade Okulu’ndaki küfürlerin hesabı sorulmadığı içindir ki, bu yıl Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde, kılıçlı yemin skandalı yaşandı..
Şimdi ortaya çıkıyor ki, kılıçlı yeminden bir gün önce prova da yapılmış.
Her şey planlı, her şey hazırlıklı..
Yüze yakın teğmen, illegal yemin etti, kılıçları çektiler.
Sadece iki tanesi, ihraç istemi ile Yüksek Disiplin Kurulu’na verilmiş.
CHP ve avanesi kıyametleri kopartıyorlar..
Esas kıyameti bizim koparmamız gerekir..
“100’e yakın adam kılıç çekmiş, siz bizimle alay mı ediyorsunuz ki, iki kişiye ihraç istiyorsunuz” dememiz gerekirken..
Adamlar bir de utanmadan, “Tabii ki kılıç çekecekler, tabii ki yemin edecekler” diye efeleniyorlar..
Bu; olayın bir yanı..
Aslında olayın diğer yanında da..
Öyle gizli gizli yürütülen, işler var ki.... Şaşar kalırsınız..
“İki kişi için kesin ihraç istenmiş.” Bunu anladık.
Peki diğer kılıç çekenlerden hiç mi bir kişiye uyarı, kınama, vesair ceza verilmiyor?.
Tahminim şu:
Kamuoyunun verdiği tepkiye göre, adım adım ilerleniyor..
Sessiz kalınırsa, o iki kişiye de ihraç verilmeden dosya kapanacak.
Düşük ceza verilmesi gereken kişilere de, şu an hiçbir açıklama yapılmayarak, adeta karambole getirip, iş bitirilecek.
Şimdi ben yazıyorum. Birkaç kişi daha yazınca, belki de bir açıklama daha yapacaklar..
“Aaa. Açıklamamış mıyız. Biz şu kadar kişiye de şu cezayı vermiştik” diyecekler..
Kılıçlı yemini çözebilmemiz için..
2023 YILINDA TUZLA PİYADE OKULU’NDA YAŞANAN SKANDAL
Bir yıl önce, Tuzla Piyade Okulu’ndaki skandalı çözmemiz gerekir..
Tuzla Piyade Okulu’nda, yine kendilerini Atatürkçü olarak tanıtan teğmenler, ne yapmışlardı?
WhatsApp grubunda yaptıkları paylaşımlardan birkaçını sunayım:
“B.A: Bence dilekçeyle uğraşmak boş. Direkt bunların gırtlağına bizzat çökmek gerek.”
“H.K.: Kuzey Irak’ta biriniz filan yanıma düşer, onu teröristten önce ben g…n s… (küfür)”
“A.C.K: P…n (küfür) yemeğine ufak ufak siyanür katacaksın, yavaş yavaş ölecek p…”
“A.: O bazı cemaatçi o… ç… (küfür) bugün devletin imkanları arkanızda olabilir ama ilk fırsatta sizi yok edeceğiz.”
“M.C.: O… evlatları cemaatlerinizi s… t… süreceğiz bir gün.”
“E.S.: Ya benim anlamadığı bu o… ç… cemaatçilere sövüyoruz. Lan beyniniz yok anladık, ananız da mı yok o… çocukları, çıksanıza ortaya.”
“B.I.: Anaları istememiş, cemaate yollamış, o… çocuklarını Arap çölü ne yapsın.”
“B.B.: Ne kadar Atatürk düşmanı o… ç… varsa s… gitsin medresesine şeyhiniz … sizi.
“H.C.G: Sakin olun daa. Analarını hocalarını s…. (küfür) deyip durmayın, not alın, günün birinde illa ki kullanırsınız uzak olmayan gelecekte…”
“C.Ç: Bu ne a… k… (küfür) mescit değil cami yapmışlar.”
Bunlarla ilgili ne oldu?
Yazışmaları okudunuz. Sadece buraya alıntıladığım küfürlerin sahipleri, 10 ayrı teğmen..
Ama.. Bu kadar küfrü yapanlardan sadece 4 teğmen atıldı..
Tek bir küfrünü gösteremedikleri, bu küfürbazların saldırdıkları teğmenlerden de 3’ü atıldı..
Taraflar idari yargıya başvurdular..
SONUÇ: HİÇ!
İdari yargı ne yaptı?
Hiçbir şey..
Daha doğrusu, bir şey yapmak istese de, idari yargı maalesef eli kolu bağlı, bekliyor!
YARGI YAPILANMASINA DİKKAT!
Kimi bekliyor?
Savcı beyi..
“Savcı nereden çıktı” diyeceksiniz.
Bu kemalistler var ya, bu kemalistler..
Her yere çökmüşler..
Adamlarını kurtarmak için, idari yargıya giden dosyayı kilitlemek için, olayın savcılık tarafını sümen altı etmişler..
WhatsApp grubundaki küfürler ortada.
En kralından 15 günde incelenip, ifadeler alınıp açılacak bir dava..
Bugün itibari ile bir yıl olmuş.
Savcı beyin keyfini bekliyor.
Savcı bey, apaçık küfürler için, 15 dakikasını ayırıp, iddianameyi düzenlemediği için.
Disiplin açısından verilen cezalar da idari yargıda sonuçlandırılamıyor..
Şimdi bu davayı bir test haline getirelim..
Yargıda kim ne yapıyor?
Takdir hakkını kim, nasıl keyfi olarak uyguluyor..
Kemalist küfürbazları korumak için, kimler devreye giriyor..
Kimler, kimlerle iş kotarıyor..
Hodri meydan.
HSK müfettiş görevlendirsin.
Tuzla Piyade Okulu’ndaki hakaretler için, savcı Çin’den gelecek treni mi bekliyor, yoksa Mars’a insan gitmesini mi bekliyor?
Yoksa dosyanın zamanaşımından çöpe gitmesini mi bekliyor, incelensin..
Bu ülkede adalet yok.
Bu doğru..
Ama bizim muhafazakar Yeni Asya’çıların bile, Milli Gazete’dekilerin bile, Karar’dakilerin bile manşetlere taşıdığı bu tespit, kemalistler için değil, dindarlar için geçerli.
Dindarlar için adalet yok..
Kemalistlerin çok açık suç işledikleri bir dosya kapsamında, bir yıldır savcı neyi bekliyor?
Niye bekliyor?
Daha ne kadar bekleyecek, anlamak mümkün değil..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi