Fransa Savunma Bakanlığı, Türkiye'nin İHA endüstrisini ve özellikle Baykar tarafından üretilen Bayraktar TB2'nin başarılarını konu alan kapsamlı bir rapor yayınladı. Raporda, Türkiye'nin savunma sanayiindeki bağımsızlık çabalarının altı çizilirken, Bayraktar TB2'nin hem yurt içinde hem de yurt dışındaki askeri operasyonlarda sağladığı stratejik avantajlara vurgu yapıldı.
SAVUNMA SANAYİSİNE YÖNELİK YATIRIMLAR STRATEJİK ÖNEME SAHİP
Fransa Savunma Bakanlığı, Türkiye'nin savunma sanayiindeki yükselişini ve insansız hava araçları (İHA) alanındaki gelişimini inceleyen detaylı bir rapor yayınladı. Baykar'ın tesisleri, üretim kapasitesi ve ihracat faaliyetlerini değerlendiren raporda, Türkiye'nin yerli savunma sanayisine yaptığı yatırımların stratejik önemine dikkat çekildi.
Fransa Savunma Bakanlığı tarafından açık kaynak verilerine dayalı olarak hazırlanan 65 sayfalık rapor, özellikle Bayraktar TB2'nin Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu vurguluyor. Baykar'ın İHA projelerinin yanı sıra dünyanın ilk silahlı insansız deniz aracı (SİDA) olan ULAQ'a da yer yeriliyor.
GERGİNLİK DÖNEMLERİNDE YAŞANAN GECİKMELERE DİKKAT ÇEKİLDİ
SavunmaSanayiST'nin aktardığına göre, raporun giriş kısmında, tarihsel olarak Türk savunma sanayiinin özellikle ABD ve Avrupa'dan ithal edilen teknoloji ve sistemlere büyük ölçüde bağımlı olduğu ve bu bağımlılığın, stratejik ekipman teslimatlarının askıya alınabildiği veya geciktirilebildiği diplomatik gerginlik dönemlerinde özellikle sorunlu hale geldiği ifade ediliyor.
Bu durum karşısında 2000'li yıllarda Türkiye'nin, araştırma ve geliştirme (AR-GE), eğitim ve endüstriyel altyapıya yapılan büyük yatırımlar da dahil olmak üzere kendi savunma yeteneklerini geliştirmeye yönelik geniş bir programı konsolide ettiğine dikkat çekilen rapor, şu değerlendirmeyi yapıyor:
TÜRKİYE'NİN MİLLİ İHA PROJESİ MERCEK ALTIN
"İnsansız hava aracı endüstrisi bu stratejinin merkezi bir ayağı olarak ortaya çıkmıştır. 2000'li yıllarda Türk Havacılık ve Uzay Sanayii ve Baykar, kamu ve özel fonlar tarafından desteklenen milli İHA projesi üzerinde çalışmaya başladı. İlk önemli kilometre taşı, hem Türkiye sınırları içinde hem de dışında çeşitli askeri operasyonlarda yeteneklerini hızla gösteren bir keşif ve savaş uçağı olan Bayraktar TB2'nin 2014 yılında hizmete alınması oldu. TB2, daha yakın zamanda Dağlık Karabağ çatışmasında ve Ukrayna'da başarıyla kullanılmıştır."
ASKERİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMALARINA DİKKAT ÇEKİLDİ!
İlk kısmında Türk savunma ve havacılık sanayii sektörünün finansman, büyüklük ve genel işleyişi hakkında bilgi verilen raporun devamında ise Bayraktar TB2, AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR gibi Türk SİHA'larının ihracat performansına değiniliyor. Raporda, son dönemde Türkiye'nin Afrika'da artan Askeri Ateşelik sayısına ve Afrika ülkeleriyle imzaladığı 'Askeri İş Birliği Anlaşmaları'na dikkat çekiliyor.
Rapora göre Türkiye, Afrika'da aralarında Fas, Tunus, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Togo, Somali ve Etiyopya'nın da bulunduğu birçok ülkeye 130 adetten fazla SİHA platformu ihracatı gerçekleştirdi. Öte yandan raporda, Türkiye'nin; Katar, Pakistan, Bangladeş, Irak, Malezya, Kuveyt, Endonezya, Suudi Arabistan, Maldivler, Birleşik Arap Emirlikleri, Polonya, Letonya, Ukrayna, Romanya, Kosova, Arnavutluk, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Kırgızistan'a yönelik SİHA ihracatına da değiniliyor.
BAYRAKTAR TB2 İÇİN AYRI PARANTEZ
Türkiye’nin geliştirdiği insansız deniz platformlarına da geniş bir yer verilen raporun son kısmında ise BAYKAR’ın SİHA platformlarını ürettiği ve test ettiği merkezlerin uydu görüntüleriyle birlikte konumlarına yer veriliyor.
GDH Digital'de yer alan bilgiye göre, Rusya'dan S-400 alımının ardından Türk savunma ithalatına getirilen kısıtlamaların Türk Ar-Ge'sini hızlandırdığı, TUSAŞ ve Baykar gibi kilit şirketleri güçlendirdiği ve Anka, Bayraktar TB1 ve Bayraktar TB2 gibi yerli İHA girişimlerini ilerlettiği belirtildi.
Türkiye'nin Azerbaycan, Ukrayna, Katar ve diğer bazı Afrika ve Asya ülkelerine yaptığı satışlarla önde gelen bir İHA ihracatçısı olduğu bilgisine yer verilen raporda, "Bayraktar TB'nin operasyonel başarısıyla Türkiye'nin bölgesel güç olarak konumunu güçlendirmekle kalmadığı, aynı zamanda aynı zamanda ihracat dostu bir ortam oluşturmak amacıyla giderek daha agresif hale gelen ihracat stratejisinde de bir dönüm noktası olduğu" özellikle vurgulandı.