Türkiye'de birçok yeniliğin öncüsü olan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatının üzerinden 32 yıl geçti. 32 yıl önce bugün hayata veda eden Özal'ın yakın çalışma arkadaşı ve eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ali Coşkun, Özal'ı ÜLKE TV kameralarına anlattı.
Coşkun, Özal'ı, "Milliyetçi muhafazakar, aynı zamanda hoşgörülü, toplumda kişileştirme kamplaştırmaya karşı olan ve iki elini başında birleştirerek bütün tarafları toplayabilen biriydi." sözleriyle anlattı.
Ali Coşkun, Özal'ın Türkiye'yi yarı kapalı ekonomiden bütün güçlükleri yenerek Türkiye'yi dünya ekonomisiyle bütünleştirdiğini kaydetti. Coşkun Özal ile tanışma hikayesini ise şöyle anlattı;
"TÜRKİYE'Yİ DÜNYA EKONOMİSİYLE BİRLEŞTİRDİ"
"Özal hakikaten Türkiye'yi yarı kapalı ekonomiden bütün güçlükleri yenerek hem de askeri ihtilalin baskısı altında onları ikna ederek Türkiye'yi dünya ekonomisiyle bütünleştirdi. Ben Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Talebe Birliği Başkanı'ydım. Özel sektör henüz daha sanayide gelişmemişti. Mühendislik stajlarında yer sıkıntısı çekiliyordu. O da Elektrik İdaresi'nde direktördü. Gitti ve öyle tanıştık. Bizim aramızda hemşehrilik de vardı. Ondan sonra hep ilişkimiz devam etti."
"MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKAR AYNI ZAMANDA HOŞGÖRÜLÜ"
Özal'ın siyasete bakış açısını takdir ettiğini söyleyen Coşkun, "Özellikle Türkiye'nin gelişmesi için şu 3 özgürlüğe ihtiyaç var derdi; birincisi din ve vicdan özgürlüğü, ikincisi düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü, üçüncüsü de teşebbüs özgürlüğü. Özal; milliyetçi muhafazakar, aynı zamanda hoşgörülü, toplumda kişileştirme kamplaştırmaya karşı olan ve iki elini başında birleştirerek bütün tarafları toplayabilen biriydi. Kendi öz değerlerine çok bağlı olduğu halde dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden ve dünyadaki gelişmelere saygılı olan bir yapısı vardı. Özellikle teknolojik gelişmelere çok meraklıydı." ifadelerini kullandı.
"BENİ MENDERES'İN KABRİNİN ETRAFINA DEFNEDİN"
Vefat haberini aldıklarında büyük üzüntü yaşadığını kaydeden eski bakan Coşkun, Özal'ın Menderes'in yanına defnedilmek istediğin ise şu sözlerle anlattı; "Vefat haberini ben İş Dünyası Vakfı'nın Genel Kurulu'nda İstanbul'da aldım. Dolayısıyla şok geçirdik. Ben ölünce dedi, 'beni devlet mezarlığına gömmeyin' dedi. 'Menderes'in kabrinin etrafına defnedin' dedi. Ve öylece İstanbul'a defni yapıldı. Çok sevdiğimiz saydığımız bir insandı."