“Teknoloji artık eğitimde sadece bir destekleyici unsur değil, öğrenme süreçlerinin merkezinde yer alıyor. Uzaktan eğitim platformları, sanal laboratuvarlar, yapay zeka destekli öğrenme sistemleri sayesinde bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay hale geldi. Bu dijitalleşme, öğrenme sürecini bireylerin kendi hızlarına ve öğrenme stillerine uygun hale getirerek daha etkili bir eğitim modeli sunuyor.”
Aydınlı, öğretmenlerin rolünün de bu süreçte değiştiğine dikkat çekerek, eğitimcilerin artık sadece bilgi aktaran değil, öğrencilerin potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olan bir rehber konumuna geldiğini ifade etti.
“Öğretmenler, yapay zeka destekli analizlerle öğrencilerin güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi anlayabiliyor. Bu sayede öğrenme süreçleri daha verimli ve kişiye özel hale geliyor” diyen Aydınlı, teknolojinin eğitimde fırsat eşitliği yaratmada kritik bir rol oynadığını söyledi.
Ancak bu hızlı dönüşümün beraberinde bazı riskler de getirdiğini belirten Aydınlı, dijital uçurumun halen büyük bir sorun teşkil ettiğini ifade etti. Teknolojiye erişimde yaşanan eşitsizliklerin, eğitimde fırsat eşitliğinin tam anlamıyla sağlanmasını zorlaştırdığını vurgulayan Aydınlı, ayrıca dijital bağımlılık ve sosyal etkileşim eksikliği gibi konuların da dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Dijitalleşmenin eğitimde başarıya ulaşması için bilinçli ve dengeli bir kullanımın şart olduğunu belirten Aydınlı, “Eğitim sistemlerimiz, sadece bilgi aktarımına değil, aynı zamanda analitik düşünme, problem çözme ve yaratıcılığı geliştirmeye odaklanmalı. Teknolojiyi doğru kullanarak geleceğin bireylerini en iyi şekilde yetiştirmek mümkün” ifadelerini kullandı.
