Politika

Kabine Toplantısı sona erdi: Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki basına kapalı toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan alınan kararları açıklıyor.

Kabine Toplantısı sona erdi: Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapıyor
14-10-2024 19:38

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Daha adil bir dünya daha müreffeh Türkiye'ye ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız. 1 Ekim Salı günü TBMM'de 28. dönem 3. yasama yılının açılışını yaptık. Meclis hitabımızda Türk demokrasisini darbe anayasasından bir an önce kurtararak, yeni ve sivil anayasa ile buluşturma talebimizi teyit ettik. Tüm siyasi partilerin yeni anayasa çağrımıza yapıcı cevap vermelerini samimiyetle temenni ediyoruz.

Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili partimizin ve Cumhur İttifakı'nın herhangi bir sorunu olmadığını tekraren ifade etmek istiyorum. Yeni yasama yılı açılışında güvenlik sınamalarını kamuoyu ile paylaştık. İsrail'in başlattığı savaş bölgeye yayılıyor. Meselenin ne Gazze ne Hamas olmadığını çok sık dile getirdik. İsrail'in gözünü diğer ülkelere dikeceğini her fırsatta ifade ettik. Ülkemiz içindeki malum kesimlerin haksız eleştirilerine maruz kaldık. Bizi krizi abartmakla itham edenler oldu. Ancak İsrail'in Lübnan'a başlattığı saldırılar endişelerimizin ne kadar yerinde olduğunu göst erdi.

"İSRAİL'İ DURDURMAK İÇİN DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ?"

Netanyahu kabinesinden yapılan açıklamalar, İsrail'in Lübnan'ı işgalle de yetinmeyeceğini çok net biçimde işaret ediyor. İsrail yönetiminin Lübnan'daki Birleşmiş Milletler geçici barış gücüne saldıracak, barış gücünü tehdit edecek kadar küstahlaşması idrak kapıları halen açık olanlar için konunun ciddiyetini ispata kafidir. Burada şunu da söylemek zorundayım, kendi personellerini dahi koruyamayan bir Birleşmiş Milletler görüntüsü uluslararası sistem adına utanç ve kaygı vericidir. Güvenlik konseyinin İsrail'i durdurmak için daha neyi beklediğini açıkçası biz de merak ediyoruz. Düşünebiliyor musunuz, İsrail tankları BM bölgesine giriyor, barış gücü askerlerine saldırıyor, hatta bir kısmını yaralıyor ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tüm bu haydutlukları tribünden sadece seyrediyor. Bunun adı acizliktir.

'İSRAİL, AMERİKA VE AVRUPA'NIN KOŞULSUZ DESTEĞİNİ ALDIĞI MÜDDETÇE SALDIRILARINI DURDURMAYACAK'

Biz işte bunun için yıllardır dünya beşten büyüktür diyoruz. Bu adaletsiz tablonun değişmesi için bundan sonra da hakikatleri gür bir sesle dillendirmeye devam edeceğiz. Aziz milletim, gelinen noktada şu gerçeği hepimiz görmekteyiz. Siyonist emeller peşinde koşan İsrail hükümeti Amerika ve Avrupa'nın koşulsuz desteğini aldığı müddetçe saldırılarını durdurmayacak. Dışişleri ve savunma bakanlarımız meclisin kapalı oturumunda amacın, niyetin, asıl planın ne olduğunu izah etmişlerdir. 7 Ekim sonrasındaki vahşete rağmen tehdide gözlerini kapatanlara ne yaparsak yapalım bazı gerçekleri kabul ettiremeyeceğimizi biliyoruz. Bugün İsrail'in gönüllü sözcülüğünü üstlenenlerin geçmişte bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı içinde aynı cümleleri kurduklarını unutmadık. Terör tehdidini bertaraf etmek amacıyla Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde yönelik operasyonlarımıza en fazla tepki gösterenler de yine bunlardır. FETÖ ihanet çetesine karşı mücadelemizi dinamitlemeye çalışanların aynı kesimler olması elbette şaşırtıcı değildir.

'GEREKEN TÜM TEDBİRLERİ ALIYORUZ'

Bakınız, burada mesele asla tehdidin kaynağı değildir. İdrak melekelerinin tamamen kapalı olmasıdır. Öyle bir hayal dünyasında yaşıyorlar ki, hem Türkiye'nin gerçeklerinden kopuklar, hem de bölgemizi ve dünyayı takip etmekten acizler. Gelişmeleri, Türkiye eksenli okumak yerine, batı merkezli okuma hastalığından kendilerini bir türlü kurtaramıyorlar. Tekrar ediyorum, Savunma ve Dışişleri Bakanlarımız, karşımızdaki tabloyu çok net biçimde ortaya koymuşlardır. Tüm bu gerçeklere rağmen, ülkenin ve milletin güvenliğine dair meseleleri, polemik konusu yapanları milletimizin takdirine bırakıyorum. Biz onlara itibar etmeden, gereken tüm tedbirleri alıyoruz ve alacağız. Ülke olarak caydırıcılık gücümüz ne kadar yüksek olursa, bölgemizdeki ateşten kendimizi koruma imkanımızın o derece artacağının farkındayız. Tüm bölgemizi kasıp kavuran bu kriz fırtınasından, Türkiye'yi suhuletle çıkartmakta kararlıyız. Yakından ilgilendiğimiz bir başka acil konu da şudur. Refah sınır kapısının İsrail güçleri tarafından işgaliyle birlikte, ne yazık ki Gazze'ye ulaştırılan yardım miktarında ciddi düşüş oldu.