MASUM GÖRÜNÜMLÜ FAKAT BİR DÜZENEĞİN ÇİRKİN YÜZÜ...

Eğer bir teklif size mantıklı gelmeyecek kadar iyi görünüyorsa, o işte kesin bir yanlış vardır. Hayatınızı bir banka hesabı uğruna karartmayın.

MASUM GÖRÜNÜMLÜ FAKAT BİR DÜZENEĞİN ÇİRKİN YÜZÜ...
09-12-2024 01:39

GENÇLERİN HESAPLARI KİRALANIYOR...

 Son zamanlarda hepimizi derinden sarsan bir gerçek daha yüksek sesle konuşulmaya başlandı: Gençler, suç örgütlerinin kara para aklama düzeneklerinin bir parçası haline getiriliyor. Her şey “masum” bir başlangıçla oluyor. Kendilerini iyilik meleği gibi tanıtan kişiler, gençlerin karşısına çıkıyor, başta hiçbir şey istemiyormuş gibi yapıyorlar. Sonra yavaş yavaş bankalardan hesap açtırıyor, bu hesapları kara para trafiği için kullanıyorlar.  

Düşünün, bir genç... Paraya ulaşması zor, maddi sıkıntılarla boğuşuyor. Karşısına birisi çıkıyor ve ona “Küçük bir iş yap, birkaç yüz lira kazan” diyor. Bu genç, içinde bulunduğu şartların etkisiyle teklifi kabul ediyor. İlk başta bankamatik üzerinden birkaç işlem yapıyor, farkında bile olmadan suç örgütlerinin oyununa çekiliyor. Bir süre sonra, artık bu düzenin bir parçası haline geliyor.  

Evet, mesele şu: Suç örgütleri, gençleri "kolay para" yalanıyla kandırıyor. “Banka hesabını bize kullandır, her ay şu kadar para kazan” ya da “adına hesap aç, 5 bin lira senin olsun” gibi vaatlerle kapıya dayanıyorlar. İnsafsızlar, özellikle ekonomik sıkıntılar çeken gençleri hedef alıyor. Öyle ya, zaten iş bulamayan, borç içinde yüzen bir gence böyle bir teklif cazip gelmez mi?  

Ama işin arka planı vahim. Açılan o hesaplar, aslında kara parayı sisteme sokmak için kullanılıyor. Suç örgütlerinin milyonlarca liralık kirli parası, bu gençlerin üzerinden aklanıyor. Gençler ise “Sadece adımı kullanıyorlar, ne olacak ki?” diyerek kendilerini kandırıyor. Fakat sonuç?  

Hayat boyu süren bir pişmanlık  

Adına açılan hesapların suç gelirleriyle bağlantısı ortaya çıkınca, gençler bir anda "kara para aklama" suçlamasıyla karşı karşıya kalıyor. Daha ne olduğunu anlamadan polis kapıyı çalıyor, adliyeye taşınıyorlar. Kimisi yıllarca hapis cezası alıyor, kimisi de hayat boyu sicilinden kurtulamıyor. İş bulmak zorlaşıyor, toplumda güven kaybediliyor.  

Bu sadece gençlerin sorunu mu?  

Hayır! Bu mesele, aslında tüm toplumun sorunudur. Bankalar, daha sıkı denetim mekanizmaları kurmak zorunda. Devlet, suç örgütlerine karşı daha sert ve etkili önlemler almalı. Ama en önemlisi aileler ve eğitim sistemi... Gençlere, bu tür tuzaklara düşmemeleri için gerekli farkındalık erken yaşta kazandırılmalı.  

Bir de medyaya görev düşüyor. Lüks hayatın, kolay para kazanmanın yüceltilmesine karşı bir duruş sergilenmeli. Çünkü bugün bu tuzağa düşen her genç, sadece kendini değil, toplumun geleceğini de karartıyor.

Düzen Yeni Değil, Ama Sessizlik Bozuldu...

Bu olaylar yeni değil. Yıllardır, kulaktan kulağa fısıldanan şeylerdi bunlar. Ancak artık yüksek sesle konuşulmaya başlandı. Daha kötüsü, bu düzenin başındaki bazı kişiler herkes tarafından tanınıyor, hatta saygın bireyler olarak gösteriliyor! Bu ne büyük bir çelişki, ne büyük bir tehlike!  

Bir ülkede, insanlar bu kadar ihtişamlı hayatlar yaşarken “Nereden kazandın bu parayı?” diye sormazsak, sorgulamazsak gençlerimizi kaybedeceğiz. Çünkü bu çarkın içine giren çocuklar, önce küçük kazançlarla kandırılıyor, sonra tamamen bu bataklığa çekiliyor. Onlar paraya alıştırılırken, geleceğimizi karartıyorlar.  

HEPİMİZE SORUMLULUK DÜŞÜYOR...

Eğer bu gençlere sahip çıkmazsak, eğer bu kirli düzeni kırmak için adım atmazsak, yarın çok geç olacak. Bankalar, denetim mekanizmalarını güçlendirmeli. Ebeveynler, çocuklarını bu tür tehlikelere karşı bilinçlendirmeli. Ve devlet... En çok da devlet birimleri, bu kirli düzenin merkezindekileri mercek altına almalı.  

Artık herkesin konuştuğu, bildiği, gördüğü bu düzeni yaratanların hala elini kolunu sallayarak dolaşması hepimizi düşündürmeli. Bu insanlar hala saygın bireyler olarak gösteriliyorsa, burada ciddi bir problem var demektir.  

Eğer bugün bu soruları sormazsak, yarın çocuklarımızı ve geleceğimizi kaybedeceğiz. Artık gözümüzü açmalı, bu düzenin kurbanı olan gençleri kurtarmak için harekete geçmeliyiz. Çünkü her “masum görünen” teklif, aslında toplumun kalbine saplanan bir bıçaktır. Göz yummayalım, susmayalım, mücadele edelim!  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER