İşte Prof. Dr. Ahmet Ağırakça'nın yazısı:
Şu anda Suriye emin ellerde, Suriye Baas Partisi’nin zulmünden kurtulmuş olarak bayram ediyor.
Halk ve yeni yönetim kaynaşmış, birbirlerine müthiş bir destek vermektedir.
Bir haftadan beri oradaydım herkesle görüşme imkanımız oldu, halktan insanlarla, sokaktaki insanlarla hep konuştuk. Şunu söylüyorlar "Biz yeni Suriye’nin yanındayız , eni Suriye’yi yönetici kardeşlerimizle mücahitlerle birlikte yeniden inşa edeceğiz."
Yeter ki aramıza dışarıdan birileri fitne sokmaya çalışmasın. Buna dikkat edeceğiz .
Ama ne yazık ki Beşşar Esed ve Baas Partisi yönetiminin sevicileri, destekçileri Suriye’de bir kaosun meydana gelmesini temenni ediyorlar, oradaki yeni yönetici arkadaşları tanımalarını, gidip görüşmelerini tavsiye ederim.
Halka karşı nasıl şefkatli merhametli davrandıklarını, halkın kendilerini ne kadar çok sevdiğini bilmelerini isterdim. Hatta ayaklanmalarını temenni ettikleri Alevilerin Lazkiye’deki açıklamalarını dinlemelerini isterdim.
Lazkiye‘deki Alevi mollaları sivil toplum kuruluşlarının liderleri ve kanaat önderleri bir araya gelerek bir açıklama yaptılar. Bu açıklamayı bizzat dinlemelerini isterdim yeni yönetime nasıl sahip çıktıklarını, yeni yönetimin yanında sonuna kadar yer alacaklarını, Alevilik adına hiç kimsenin bu yeni yönetime karşı ayaklanmaya kalkışmasına asla müsaade etmeyeceklerini, kalabalık bir grup halinde basın açıklamasında bulundular.
Bu yeni yönetici mücahit kardeşlerimiz son derece makul ve tedrici bir yönetim uygulayacaklarını ifade etmektedirler. Ne Suudi Arabistan tarzı ne Afganistan tarzı ne de İran tarzı bir yönetim değil.
Suriye halklarının üzerinde ittifak edecekleri Kur’an‘a ve sünnete bağlı tedrici bir İslami yönetim uygulayacaklarını ifade ediyorlar.
Hz. Peygamber (SAV) Medine’ye girdiğinde nasıl bir yönetim uyguladıysa,
nasıl insanları birbirlerine karşı saygılı olmaya davet ettiyse, birbirinize yemek yediriniz, aranızda selamı yayınız diye söylediyse aynen halka bunu ilan ettiler.
Ve Cuma hutbelerinde bunu söylüyorlar halkı kardeşliğe, birliğe ve yeni özgür Suriye’yi birlikte inşa etmeye davet ediyorlar.
Halep, Humus ve Şam sokaklarında halkın mücahit emniyet güçleri ile nasıl kucaklaştıklarını gözlerimle gördüm. Halkın onlara nasıl şefkatle yaklaştığını bizzat müşahede ettim ve onların da halka olan saygısını, emniyetini 15 gün içerisinde ne kadar sağlam bir şekilde gerçekleştirdiklerini gördüm .
Halk kendinden emin mutlu ve son derece memnun olduklarını gördüm.
Ama yeni Özgür Suriye’nin Baas Partisi’nin zulmünden kurtulmasını istemeyen ve hala başar Esed’i sevenlerin olduğunu görmek son derece üzücü.
61 yıllık zulmü görmedik mi? Hama katliamını unuttuk mu? Filistin mülteci kampını nasıl yerle bir ettiklerini unuttuk mu? Şebbiha'ların sokak ortasında kendilerine muhalif gördükleri kimseleri yakalayıp Sednaya Hapishanesi'ne götürüp ölüme mahkum ettiklerini unuttuk mu?
Ne olur insaflı olalım, ne olur biraz kardeşlik duygularımız kabarsın, duygusallıktan kurtulalım.
Ve yeni Suriye’yi birlikte inşa etmek için onların yanında yer alalım.
Bu mücahit kardeşlerimizin Kudüs konusundaki heyecanlarını bir bilseniz gerçekten onları gönülden kucaklardınız.
Neredeyse siyonist devlet Türkiye’ye komşu olacakken bu sefer Türkiye siyonist devletin sınırlarına dayandı.
Mücahitlerin Halep, Hama, Humus ve Şam’a nasıl kısa bir müddet içerisinde vardıklarını gören siyonist devlet korkudan geberdi.
Ve bunlar Kudüs’e varmak üzereler diye korkusundan Suriye sınırlarına tanklarını yığdı ama mücahitlerin aldığı tedbirler sayesinde bir adım daha ilerleme imkanı bulamadı.
Artık bundan sonra siyonist devlet korksun, karşısında sadece Allah’tan korkan ölümden korkmayan Allah rızası için cihad eden bir mücahitler ordusu vardır.
Kardeşlerim ne olur gidin kendiniz gözünüzle görün, halk ve devlet nasıl kaynaşmış göreceksiniz.
Eskiden Beşar zamanında yönetim halka düşman idi ve halkta o devlet içinde korkuyla yaşıyordu, şimdiyse herkes güven içinde.
Kardeşlerim lütfen, lütfen, lütfen insaflı olalım ve Beşşar Esed zulmünü özlemeyelim.
Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.