İki devletli çözüme UBP’nin başından beri verdiği desteğe teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, devletin, bağımsızlık, özgürlük, hürriyet demek olduğunu vurguladı. Tatar, “Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle başladığımız noktadan dört yıl sonra çok daha ileri bir noktadayız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar, Ulusal Birlik Partisi Parti Meclisi’ne hitap etti.
BAŞBAKAN ÜNAL ÜSTEL:''YAŞANAN SIKINTILARDAN DOLAYI CUMHURBAŞKANI TATAR HEMEN ÜLKEYE DÖNDÜ.''
Başbakan Üstel toplantıda yaptığı konuşmada, ilk olarak Parti Meclisi’nin oy birliğiyle ürettiği kararların ülkeye hayırlı ve uğurlu olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde Rum Lider Nikos Hristodulidis ile gayriresmi akşam yemeğinde bir araya geldiğini hatırlatan Üstel, Cumhuriyet Meclisi’nde yaşanan sorunlardan dolayı yemeğin hemen ardından Tatar’ın ülkeye döndüğünü ifade etti.
UBP olarak yemekte konuşulanlarla ilgili bilgi vermesi için Cumhurbaşkanı Tatar’ı, PM’ye davet ettiklerini dile getiren Üstel, Cumhurbaşkanı Tatar, PM’ye hitap etmek üzere kürsüye davet etti.
Tatar: “Birlikte bu yolları yürüdük, yürümeye devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşmasına, dört yıl sonra PM’ye gelerek, hitap etmenin kendisi için bir onur olduğunu ifade ederek başladı.
“Birlikte bu yolları yürüdük, yürümeye devam edeceğiz” diyen Tatar, kırgınlıkların aile içerisinde de olabileceğini, böylesine bir partiyi yönetmenin hiç de kolay olmadığını dile getirerek, sıkıntılar yaşansa da tek doğrunun UBP’nin birlik ve beraberliği, bütünlüğü olduğunu vurguladı, “Bizim yönetimimize ülkenin ihtiyacı vardır” diye konuştu.
“Geçmişi bir kenara bırakarak önümüze bakmamız lazım, halkımıza ve halkımızın bizden beklentilerine…” diyen Tatar, Meclis’i bir bütün çalıştırmak, bütçenin geçirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi. Meclis’ten verilen mesajlarla KKTC’ye sahip çıkmanın önemine de dikkat çeken Tatar, Rum tarafının yakın markajında olduklarını kaydetti.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle başladığımız noktadan dört yıl sonra çok daha ileri bir noktadayız”
Rum basınına yansıyan “Tatar, New York’a geldi ama altı boş, çünkü hükümetini yönetemiyor ve onun temsil ettiği siyaset Kıbrıs Türk halkının siyaseti değildir” şeklindeki haberlere işaret eden Tatar, şöyle konuştu:
“Halbuki ne kadar yanlış, hepimiz de biliyoruz ki bu ülkede artık iki devletlilik gündeme yerleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle başladığımız noktadan dört yıl sonra çok daha ileri bir noktadayız.”
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünyanın her platformunda KKTC’den bahsettiğine dikkat çeken Tatar, Erdoğan’ın, BM Genel Kurulu’nda, egemen eşitlik ve eşit uluslarararası statü teyit edilmeden Kıbrıs’ta bir müzakere sürecine geçilmeyeceğini ve federasyon defterinin kapandığını ifade ettiğini söyledi.
Bütün bunların iki devletli siyasetin kökleştiğini gösterdiğini vurgulayan Tatar, iki devletli siyasetin daha da kökleşmesi ve devamı için birlik ve beraberliğin muhafaza edilmesini istedi.
“Ülkenin seçime ihtiyacı yoktur”
Ülkenin seçime ihtiyacı olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, bir seçim durumunda altı ay her şeyin duracağını ve maliyetinin yüksek olacağını işaret etti. Tatar, “Bazılarının, bizim içerimizdeki bazı sıkıntıları kullanarak, istismar ederek, bütün süreci ‘bir erken seçim çözer’ gibi kafa karıştırıp, meseleleri abartıp, başka yerlere taşımak hiç de doğru değildir diye düşünüyorum ve kanaatim budur” diye konuştu.
“Kimseden çekincem yok. Evet, Cumhurbaşkanı tarafsızdır ama benim tarafım halkın tarafıdır ve halkın şu anda böyle bir beklentisi yoktur” diyen Tatar, halkın beklentisinin, Meclis’in çalıştırılması, bütçe ve yasaların geçirilmesi olduğunu kaydetti.
New York’taki gayriresmi yemeğe de değinen Tatar, her zaman diyalogdan yana olduğunu söyledi. Kıbrıs’ta iki eşit halk bulunduğunu ve bunlardan birinin Kıbrıs Türk halkı olduğunu belirten Tatar, özden gelen, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarla, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta iki egemen halktan bir tanesi olduğunu söyledi.
1923 Lozan Anlaşması'ndan, 1960 Kuruluş Anlaşması'na kadar İngiltere’nin 37 yıllık yönetiminden sonra iki tane egemen üs sahibi olduğunu ifade eden Tatar, bunun anlamını çok iyi bildiklerini söyledi.
1963 yılında silah zoruyla Kıbrıs Türk halkının “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin dışına itildiğini dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk halkının ihtiyaçtan kendi devletini kurmasının en doğal hakkı olduğunu vurguladı.
Kıbrıs Türk tarafı ile Kıbrıs Rum tarafının federasyon anlayışının aynı olmadığının altını çizen Tatar, garantörlüklerin gözden geçirilmesi ve Türk askerinin adadan ayrılması anlayışına çanak tutulduğunu söyledi. “Bizim anlayışımız ve kırmızı çizgimiz Türkiye’nin garantörlüğünün devamı ve Türk askerinin bizlerin güvenliği için varlığının devamı şeklindedir. Açık ve net… Kıvırmak yok” vurgusu yapan Tatar, muhalefetin, “siyasi eşitlik tartışma konusu değildir” şeklindeki süslü laflarının altında bundan hiç bahsetmediklerini çünkü onların "çoktan angaje olduğunu" söyledi.
Kuzeydeki egemen Türk devletinin her zaman anavatan Türkiye ile işbirliği içerisinde olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti olarak Anavatan'la ilişkilerin daha da kökleşmesi ve kurumsallaşmasının önemini vurguladı. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Temmuz’daki konuşmasına işaret eden Tatar, “KKTC’nin, TC’nin gözbebeği” olduğunu belirtti.
Tatar, “Sizlerin desteğiyle bu makamda sizlere layık olmaya çalışıyorum. Beni seven de var, sevmeyen de var iyi biliyorum ama soğukkanlılığımı muhafaza ederek, her yerde KKTC’yi tanıtmak için uğraşıyorum, didiniyorum ve haykırıyorum. Sizler adına bunu yapıyorum” şeklinde konuştu.
“Önümüzdeki aylarda Birmingham’a gideceğim..."
Yurt içinde halkın içinde olmaya gayret ettiğini, Türkiye’de gitmediği yer kalmadığını ifade eden Tatar, İngiltere’ye defalarca gittiğini, ilerleyen aylarda Birmingham’a gitmek için hazırlıklar yaptığını söyledi. Tatar, Avustralya’ya giden ilk KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu dile getirerek, “Bu vizeyi bir türlü Avustralya vermedi. Ben dedim, ‘Ben turist Ömer miyim de Avustralya’ya turist olarak geleceğim, KKTC’nin Cumhurbaşkanıyım’ dedim” diye konuştu.
BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilci tayini konusunda kendisini aradığını ve eski Avustralya’nın Dışişleri Bakanı'nı önerdiğini ifade eden Tatar, “ ‘Kabul etmem, Avustralya’ya bir vize bile alamıyorum’ ben dedim KKTC Cumhurbaşkanı olarak… ‘Taraftır’ dedim, ‘asla kabul etmem, vizeyi versinler sonra düşünürüm’ dedim. Bunu reddettim ve Genel Sekreter bunu not aldı... Ondan sonra Maria Holguin gündeme geldi.” diye konuştu.
Alexander Downer’ın Avustralya ziyaretinden önce kendisini ziyaret ettiğini ve vizeyi nasıl aldığını sorduğunu, Mehmet Ali Talat zamanında çok uğraştığını ve başaramadığını ifade ettiğini anlatan Tatar, “Anlattım kendisine nasıl başardım, ‘Helal olsun’ dedi bana... Alexander Downer, Avustralya’nın eski dışişleri bakanı” diye konuştu. Avustralya’da yüz binlerce vatandaşla kucaklaştığını dile getiren Tatar, içten ve dıştan saldırıları göğüslemeye alıştığını ifade etti.
“Adım adım iki devletli siyaset bir noktaya geldi”
Anavatan Türkiye ve Türk dünyasının, Kıbrıs Türk halkının sesini en güçlü şekilde dünyaya duyurmaya çalıştığını belirten Tatar, “Adım adım iki devletli siyaset bir noktaya geldi” dedi. Resmi müzakerelere egemen eşitliğin kabulüyle geçilebileceğini yineleyen Tatar, gayriresmi olarak görüşmekte bir sakınca olmadığını dile getirdi.
Kapılar meselesinin gündeme geldiğine değinen Tatar, Haspolat kapısının açılması, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde ticaretin artırılması ve Metehan’daki sıkışıklığın azaltılması anlamındaki görüşlerini dile getirdi. Erenköy’ü kabul etmeyeceklerini söylediklerini kaydeden Tatar, “Erenköy diplomatik anlamda kapı değil, transit geçit” dedi. Tatar, bunların detaylarının tartışıldığını belirterek, “İnşallah bir ilerleme olur” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Genel Sekreter’e, Rum Yönetiminin, KKTC’ye yatırım yapanları hapse attığını aktardığını da anlattı.
“Federal çözüm bizim sonumuz demektir”
“Federal çözüm bizim sonumuz demektir” diyen Tatar, “Bu coğrafyada Gazze’den beter durumların gündeme gelebileceği bir tehlikeye, maceraya bizi sürükleyecek bir anlayışa hep birlikte ‘hayır’ dememizin mutluluğu ve bahtiyarlığı içerisinde olmamız gerektiğini paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
İki devletli çözüme UBP’nin başından beri verdiği tam desteğe teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, devletin, bağımsızlık, özgürlük, hürriyet demek olduğunu vurguladı.
18 Temmuz 2024 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılında TBMM’de oy birliğiyle geçirilen tezkereye işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli çözüme TBMM’nin verdiği onayla mührün vurulduğunu söyledi.
UBP’nin, Cumhuriyet Meclisi’nde aynı tezkereyi geçirme kararından duyduğu memnuniyeti ifade eden Tatar, “O da bizim siyasetimize güç kazandıracaktır. Muhalefet ‘hayır’ verirse o onların derdi” dedi.
“Geçmiş geçmişte kaldı, önümüze bakalım”
Tatar, UBP Genel Başkanı Üstel ve yeni PM’yi kutlayarak, “Geçmiş geçmişte kaldı, önümüze bakalım” diyerek, Meclis’te birliği dünyaya göstermeyi temenni etti. “Bu bana da güç verecektir” diyen Tatar, gayriresmi de olsa birtakım görüşmelerin başlayabileceğini ifade etti. Tatar, Türkiye ve Yunanistan’ın da katılacağı bir toplantıdan bahsedildiğini dile getirdi.
Güney Kıbrıs’ta “bir sene sonra seçim olacak, kaybedecek, başkası gelecek” şeklinde konuşmalar olduğuna işaret eden Tatar, “Onlar yanılıyor çünkü doğrusu, bizlerin kazanacağıdır” dedi.
“Arkamızda Anavatan Türkiye var, biz yalnız değiliz” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, BM Güvenlik Konseyi kararlarına dikkat çekerek, Kıbrıs’ın gerçeklerine bakıldığında 60 yıldır iki devlet olduğunu, kararların bir gecede iki devletliliğe dönüştürülebileceğini söyledi.
“Benim elimi kolumu bükemezler”
“Benim elimi kolumu bükemezler” diyen Tatar, en doğrusunun Türkiye’nin de masaya gelmesi olduğunu söylediğini kaydederek, BM’nin bunu kabul ettiğini ve 4+1 toplantı fikrinin çıktığını belirtti. Toplantıya İngiltere’nin de dahil edilmek istendiğini dile getiren Tatar, İngiltere’nin gözlemci olarak toplantıya gelebileceğini ifade etti. “Masada Kıbrıs Türkü’nün yanında anavatan Türkiye de olacak” vurgusu yapan Tatar, “Türkiye’siz Kıbrıs meselesinde çözüm olmaz. Aynı davayı yürütüyoruz. Davamız milli, ulusal bir davadır” dedi.