Gündem

Emine Erdoğan'dan insanlık için çağrı: Çatışma ve savaşı kaldıracak mecali kalmamıştır!

Emine Erdoğan, ADF'de 'Ayrışan Dünyada Geleceği İnşa Etmek: Eğitimin Dönüştürücü Gücü Paneli'nde konuştu. Erdoğan, 'İnsanlığın daha fazla çatışma ve savaşı kaldıracak mecali kalmamıştır.' dedi.

Emine Erdoğan'dan insanlık için çağrı: Çatışma ve savaşı kaldıracak mecali kalmamıştır!
12-04-2025 19:09
Google News

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "İnsanlığın daha fazla çatışma ve savaşı kaldıracak mecali kalmamıştır. Bilakis insanlık, işbirliği alanlarının oluşturulmasını, belirsizliğin giderilmesini ve barışın hakim güç olmasını beklemektedir." dedi.

Emine Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamında NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Ayrışan Dünyada Geleceği İnşa Etmek: Eğitimin Dönüştürücü Gücü Paneli"nde konuşma yaptı.

Panele katılanları, demokrasinin, diyaloğun ve müzakerenin, tarihteki başlangıç noktası Antalya'da ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Emine Erdoğan, Antalya'nın, eşsiz doğası, köklü tarihi ve insana verdiği ilhamlarla, dünyanın en kıymetli şehirlerinden biri olduğunu söyledi.

Yurt içi ve yurt dışından gelen tüm misafirlere, "Antalya'mıza hoş geldiniz" diyen Emine Erdoğan, katılımcıların evlerine güzel hatıralarla dönmeleri temennisinde bulundu.

Emine Erdoğan, ADF'nin, bu yıl da çok görkemli bir konuya temas ettiğini belirterek ADF'nin, "Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek" temasıyla küresel fay hatlarında kırılmaların yaşandığı bu dönemde diplomasinin barışçıl gücüne bir çağrı yaptığını dile getirdi.

Kutuplaşmayla, savaşlarla ve insani krizlerle günbegün daha çok bölünen dünyanın, diplomasiye şimdi ziyadesiyle ihtiyaç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Şu bir gerçek ki insanlığın daha fazla çatışma ve savaşı kaldıracak mecali kalmamıştır. Bilakis insanlık, işbirliği alanlarının oluşturulmasını, belirsizliğin giderilmesini ve barışın hakim güç olmasını beklemektedir. O nedenle bu forumda, uluslararası aktörleri, barışın ve adil bir düzenin herkesi muzaffer kıldığı bir dünya imar etmeye davet edeceğiz. Diplomasinin birleştirici gücüyle, insanların aralarında açılmış uzun mesafeleri kapatmaya gayret edeceğiz ve insanlığa, hoşgörü kültürünü yeniden ayağa kaldırmayı teklif edeceğiz." diye konuştu.

"NESİLLERE NİTELİKLİ EĞİTİM SUNARSANIZ, DÜNYANIN KADERİNİ DEĞİŞTİRİRSİNİZ"

Bu panelle, ayrışan dünyayı içine düştüğü tuzaklardan çıkarmada eğitimin dönüştürücü gücüne vurgu yapmak istediklerini belirten Emine Erdoğan, "Bu salondaki herkesin ortak amacı, insanlığı, eğitimin aydınlık bir geleceğe açılan kapısında buluşturmaktır. Çünkü biliyoruz ki, boş bir toprağa fidan ekerseniz, onun geleceğine, gür bir orman hediye edersiniz. Nesillere nitelikli eğitim sunarsanız, toplumların ve büyük ölçekte ise dünyanın kaderini değiştirirsiniz." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, eğitimin, insan olmanın zirvesine doğru bir yolculuk olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu yolculukta bizi ileri taşıyan, hangi donanımlarla yola çıktığımızdır. Eğer yanımıza aldığımız haritada güvenilir referans noktaları eksikse yarı yolda kalırız. Gerçek ve nitelikli bir eğitimin amacı, ortaya insan eseri koymaktır. Fakat modern dünya, daha çok meslekleri icra edecek, mekanikleşmiş insan kaynağı yetiştirmeye odaklanıyor. Sayısız parçaya böldüğü bilgiden herkese bir parça veriyor, mikro uzmanlıklar üretiyor. Halbuki geçmişe baktığımızda medeniyetlerin, birçok farklı disiplinde yetkin Hezarfenler yetiştirdiğini görüyoruz. Yani, doktor olmakla İbn-i Sina olmak, mimar olmakla Mimar Sinan olmak, bilim insanı olmakla Katip Çelebi olmak arasında bir medeniyet tasavvuru farkı vardır."

Türk mütefekkiri Nurettin Topçu'nun "Bize bir insan mektebi lazım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun... İnsanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin." sözlerini anımsatan Emine Erdoğan, "Böyle bir mektep, ancak eğitimi, medeniyet mirasıyla, ilimle, irfanla ve ahlakla bütünleştirerek kurulabilir. Böyle bir eğitim, insana öyle bir ahlaki filtre kazandırır ki insanlığın hayrına hizmet etmeyen hiçbir şey o filtreden geçemez. Mesela siz ileri teknolojiyle kitleleri yok edecek silahlar üretmeyi aklınızın ucundan bile geçirmezsiniz. Onun yerine bu teknolojiyi insanları kıskacına almış hastalıkları iyileştirmeye seferber edersiniz." diye konuştu.

"ÇEVRE BİLİNCİNİN YETERİ KADAR İÇSELLEŞTİRİLEMEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"

İklim değişikliğiyle mücadele eden dünyada, tabiatla yeniden denge eksenli bir ilişki kurmaya çalıştıklarını anlatan Emine Erdoğan, "Karbon ayak izimizi, su ayak izimizi hesaplıyoruz. Bu yeni terminolojiyi, çocuklarımıza öğretmeye çalışıyoruz. Her ne kadar elimizden gelen tüm gayreti ortaya koysak da çevre bilincinin yine de yeteri kadar içselleştirilemediğini maalesef görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Anadolu'nun büyük mutasavvıfı Yunus Emre'nin "Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü" sözüyle hem tabiata hem de insanlığa yepyeni bir pencereden bakmayı öğrettiğini dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu bakışla artık ne kendimizi doğanın efendisi olarak görebiliriz ne de onun üzerinde sömürüye dayalı bir tahakküm kurabiliriz. Sürdürülebilir bir çevre, dünyadaki rolünü bilen, kendini insanlığa karşı görevlerini yerine getirmekle yükümlü hisseden bir anlayışın, doğal ürünü olur. Sözün özü şu ki eğitimin amacı, insandaki entelektüel ve vicdani boyutu yakalamaktır. Sırtını medeniyetin değerler manzumesine dayamamış bilgi, yalnızca derinlikten uzak malumat olur. Hızla değişen dünyayı yorumlamakta aciz kalır. İnsanlık, kendi ürettiği teknoloji ve bilim karşısında sıfıra indirgenir. Çünkü modernite, baktığında insana kendisini küçücük gösteren hileli bir ayna tutuyor. Medeniyetimizi inşa etmiş manevi önderlerin, düşünürlerin, sanatçıların ve eğitimcilerin mirasçısı olduğumuzu çoktan unuttuk. Gerçekten de dünyaya ve hayata tekrar Hz. Mevlana'nın, Akşemseddin'in, Ahmed Yesevi'nin gözlerinden bakmayı başarabilmemiz lazım. O yüzden işe, köklerimizi yeniden medeniyet pınarımızdan besleyerek başlayabiliriz. İçine bilgi koyduğumuz aklı, ilim gıdasıyla beslenmiş kamil bir vicdanla yeniden dost yapmalıyız."

Türkiye'nin küresel markası haline gelen Türkiye Maarif Vakfı ile dünya genelinde 55 ülkeye bu anlattığı vizyonu taşıdıklarını ifade eden Emine Erdoğan, "Anadolu'da bir söz vardır, 'Arı kovanından çıkmazsa bal yapamaz.' denir. İşte Türkiye Maarif Vakfı, gittiği her yere Türkiye'nin adil, kucaklayıcı ve barışçıl yaklaşımını da beraberinde götürüyor. İlmin, ruhu, aklı ve vicdanı besleyen balını, hiçbir fark gözetmeden tüm insanlığa sunuyor ki dünya herkesin rahat nefes aldığı bir yer olsun. İmkansızlıklar içindeki çocukları eğitim hakkına kavuşturarak onların da her çocuk gibi gelecek hayalleri kurabilmelerini sağlıyor. Biz bu çabayı, eğitimde fırsat eşitliğine olan inancımızın bir ürünü olarak ortaya koyduğumuz gibi insanlığın vicdan aynasını parlatmanın bir fırsatı olarak da görüyoruz. Ve gittiğimiz ülkelerde, sunduğumuz eğitim modelini oranın yerel değerleriyle buluşturuyoruz. İnsanları belli bir düşünceye ya da ideolojiye asimile eden, tek tip bir eğitim anlayışını icra etmiyoruz. Bilakis farklılıklarımızı zenginliğimizin en önemli kaynağı gören bir yaklaşımı sunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Emine Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfı'nın yöneticilerine, ülke temsilcilerine, her kademeden çalışanlarına ve sahada özveriyle görev yapan öğretmenlere teşekkür etti, her birini yürekten alkışladığını ifade etti.

"ÇOCUKLARIN NEŞEDEN BAŞKA DUYGU TATMADIĞI BİR DÜNYA DİLİYORUM"

UNESCO'nun yaptığı araştırmaya göre, sadece temel okuma yazma becerilerine sahip olmanın, 171 milyon insanı aşırı yoksulluktan kurtarabileceğini aktaran Emine Erdoğan, yetişmiş her insanın, dönüştürücü bir güç haline gelebileceğini, bulunduğu yerde büyük bir etki alanı oluşturabileceğini, ailesini ve toplumunu kalkındırabileceğini, bilgisini ve becerilerini gelecek nesillere aktararak sürdürülebilirliğin aktörü olabileceğini dile getirdi.

Savaş bölgelerindeki milyonlarca çocuğun, en temel insan hakkı olan eğitime hala erişemediğine dikkati çeken Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Büyük bir üzüntüyle ifade ediyorum ki, çocuklara yaşam hakkı bile sunamadığımız dünyamızda eğitim hakkı sıralamanın çok gerilerinde kalıyor. Filistin'de çocuklar, bırakın okula gitmeyi, düşünebilmeyi, uzatılan mikrofonlara 'Ölmek istiyorum. Çünkü savaş yüzünden yaşamaktan yoruldum.' diyorlar. 'Canın ne çekiyor?' diye sorulan her çocuğun normal şartlarda 'Çikolata ya da dondurma' demesi gerekirken, onlar yalnızca 'Ekmek' diyebiliyor. 'Annen, baban nerede?' diye soran gazetecilere, 'Evde ya da işte' demek yerine 'Cennette' diyorlar. Dünyamız artık küçücük çocukları ağır kederlerle yoran, minik kalplerindeki yaşama sevinçlerini yok eden bir yer oldu. Çocukların, hiçbir savaşın tarafı olamayacağını, insanlığın felce uğramış vicdanına hatırlatmamız gerekiyor. Unutmayalım ki çocukların uykularında, bombalarla, füzelerle öldürüldüğü bir dünya, masumiyetini ilelebet kaybetmiştir. Kavgaların bittiği, çocukların neşeden başka bir duyguyu tatmadığı, sırtlarında büyük dertleri değil, yalnızca okul çantalarını taşıdığı bir dünya diliyorum."

Programa, Pakistan Pencap Eyaleti Başbakanı Meryem Navaz Şerif, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in eşi ve Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Mihriban Aliyeva, eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitarovic, Sierra Leone Cumhurbaşkanı Julius Maada Bio'nun eşi Fatima Maada Bio, Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın eşi Emel Mustafa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ünal Üstel'in eşi Zerrin Üstel, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani'nin eşi Prindon Sadriu, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Denis Becirovic'in eşi Mirela Becirovic, KADEM Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in kızı Leyla Aliyeva ve Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut Özdil de katıldı.

Türkiye Maarif Vakfı'nın eğitim faaliyetlerinin anlatıldığı videonun gösterilmesiyle başlayan programda, Pakistan Pencap Eyaleti Başbakanı Meryem Navaz Şerif ve Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut Özdil de hitap etti.

Emine Erdoğan'ın konuşmasının ardından, Uluslararası Maarif Okulları'nda eğitim gören öğrencilerin yer aldığı koro, müzik performansı sergiledi.

Daha sonra, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Prof. Dr. Jeffrey Sachs ve UNICEF Eğitim ve Ergen Gelişimi Küresel Direktörü Pia Rebello Britto'nun konuşmacı olarak katıldığı panele geçildi.

Program, aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ARŞİV ARAMA