HABER7
Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçtiğimiz hafta teröristbaşı Abdullah Öcalan'a yaptığı "örgüte silah bırakma talimatı verip terörün bittiğini ilan etsin" çağrısının ardından bu haftaki grup toplantısında yeni bir gündem belirledi. Bahçeli, dünkü grup toplantısında dikkat çeken bir çıkışta bulunarak Öcalan'ın DEM Parti Grup Toplantısı'na gelmesini ve terör örgütü PKK'nın resmen kaldırıldığını ilan etmesi gerektiğini söyledi.
Bahçeli, "Türkiye'ye getirilirken her türlü hizmete hazırım diyen terörist başı buyursun terörün bittiğini ilan etsin. Bu çağrımı anlamayanlar, saptırmaya çalışanlar oldu. Gelsin TBMM'de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin, terörün tamamen bittiğini örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın." sözlerini sarf etti.
BAHÇELİ'NİN SÖZLERİNE KİM NE DEDİ?
Devlet Bahçeli'nin 'Öcalan' çıkışına Cumhurbaşkanı Erdoğan "Hep beraber terörün olmadığı Türkiye'yi inşa edelim istiyoruz" sözleriyle destek verirken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de, "partisinin terörün bitmesine tam destek vereceğini" söyledi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Bahçeli'nin çıkışıyla ilgili "Onurlu bir barış için inisiyatif almaya hazırız." açıklamasında bulundu.
Bahçeli'nin çıkışı medyada da geniş yankı buldu. Türkiye'nin en tecrübeli gazetecileri bugünkü köşelerinde Bahçeli'nin 'Öcalan' çıkışının şifrelerini inceleyerek konuyla ilgili görüşlerini ifade etti. Peki hangi gazeteci tarihi açıklamalarla ilgili ne dedi?
BAHÇELİ ÖNCE DEVLETİM SONRA PARTİM ŞİARIYLA HAREKET EDİYOR
Bahçeli'nin açıklamalarıyla ilgili Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi "Bahçeli'nin şok çıkışı ne anlama geliyor?" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı;
MHP, Türk milliyetçiliğinin simgesi olan bir parti. Bahçeli, terörle mücadelede tavizsiz bir çizgi izlemiş bir lider. Bu çıkışın MHP’ye siyasi olarak bir yarar getirmeyeceği açık. Hatta çok büyük bir risk. Buna rağmen Bahçeli bu riski neden alıyor? Burada Bahçeli’nin siyasi bir kazanç hesabı ile hareket ettiğini söylemek mümkün değil. Çünkü siyaseten MHP’ye oy kazandırmaz. Burada tamamen ‘önce devletim sonra partim’ şiarıyla hareket ettiğini görüyoruz. Devletin menfaatine olan bir adım atıyor.
BAHÇELİ’NİN DOSYASI
Ayrıca Bahçeli bunun birkaç adım sonrasını planlamamış değil. Edindiğim bilgiye göre PKK’nın terör faaliyetlerinin başladığı 1984’teki Şemdinli ve Eruh baskınından bu yana verilen şehitlerimiz, terörün ekonomik bilançosu ve bölgesel tehditleri üzerine kapsamlı bir çalışma yaptırdığı söyleniyor. Masasında kalın bir klasör olduğu ifade ediliyor.
Yıllarca Kürt sorunu çözülecekse Türk milliyetçileri ön almalı dedik. Bahçeli şimdi bunu yapıyor. Bu bir tarihi fırsat. Ama önünde çok büyük engeller var.
Başta Kandil engel. Çünkü onlar varlıklarını teröre borçlular. Silah onların sigortası. ABD engel. Çünkü PKK’yı Ortadoğu’da kullanmak istiyor.
Ama kimin canı pahasına. Türk ve Kürt çocuklarının kanı pahasına.
DEVLET PROJESİ
Burada en önemli avantajımız ise, bunun sadece Devlet Bahçeli’nin bir projesi değil, devlet projesi olması. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü bir şekilde destek vermesi. Kürt halkının barışa olan inancı ve CHP ve DEM Parti’nin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri.
Ortadoğu’da sınırlar kanla çizilirken biz barış şarkıları söyleyerek kendi iç cephemizi güçlendirmek istiyoruz.
Olay bu kadar önemli.
OY HESABIYLA YAPILAN KONUŞMA DEĞİL
Bahçeli'nin sözlerine ilişkin Milliyet yazarı Özay Şendir ise "22 Ekim tarihe geçti bile…" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı;
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim konuşmasını oy hesaplarına bağlamak doğru olmaz.
Bu konuşmayla bir sonraki seçimlerde oyları nasıl etkiler diye bir hesap yapıldığını ya da CHP-DEM ittifakını bozmak adına böyle bir çıkış yapıldığını düşünmek, konuşmanın Türk siyaseti açısından önemini ıskalamak olur.
Burada elini taşın altına koyan, PKK’nın terörü sonlandırması ve dağ kadrosunun teslim olması şartını getiren, silahların gölgesinde olmayan bir siyaset yolunun açılması çağrısı var.
Bu konuşma, iç siyaset açısından değil bölgemizdeki gelişmelerden kaynağını bulan, iç cepheyi kuvvetlendirme ve fay hatlarını ortadan kaldırma amacıyla yapılmış konuşma olarak tarihe geçecek.
Konuşma amacına ulaşır ya da ulaşmaz, bugünden onu kestirmek zor ama Türkiye’de siyaseti ciddi anlamda değiştireceği çok açık...
ÇAĞRI NEYE İŞARET EDİYOR?
Bahçeli'nin 'Öcalan' çıkışına yönelik Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali İhsan Kararahsanoğlu da "Kandil, Edirne.. İmralı, DEM. Öcalan ve Karayılan! Umut hakkı!" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı;
Çağrının işaret ettiği noktalar çok önemli..
1) Kandil’e hayır deniyor.
Yani, hâlâ askerimize, sivil insanlara kurşun sıkmaya devam eden terörist Murat Karayılan ve ekibine, hayır deniyor. Onun yerine, 25 yıldır cezaevinde olan bir diğer terörist Apo’ya bir şart ile, kulak veriliyor.. O şart, PKK’nın lağvedildiğini açıklaması, silahları bıraktıklarını açıklattırması..
2) Edirne’ye hayır deniyor. Yine yakın tarihte dahi, Kobani bahane edilerek Türkiye’de onlarca insanın ölümüne sebebiyet veren, siyaset yapıyor görüntüsü ile PKK’lı teröristleri kahraman gibi gösteren, hâlâ da göstermeye devam eden Selahattin Demirtaş yerine... Şu anlık haklarında adli soruşturma olmayan DEM yöneticilerinin tercih edilmesi gerektiğini söylüyor..
BAHÇELİ SİYASİ BEKLENTİ İÇİNDE DEĞİL
Bahçeli'nin sözlerine ilişkin Akşam Gazetesi yazarı Hikmet Genç ise "Devlet Bahçeli ne yapmak istemektedir?!.." başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı;
Evet, şartlar değişti. Bugünkü şartlar çözüm sürecindeki gibi değil. Terörle mücadelede büyük başarılar elde ettik. Topraklarımızdaki tüm inlerine girildi dağıtıldı. Sınır ötesinde (bazen 40-50 km derinlikte) yaptığımız operasyonlarla terör örgütü çökertildi. Suriye'de yaptığımız operasyonlarla küresel çetenin teröristan hayallerini yıktık.
Devlet Bahçeli işte tam da bu zamanda yani Türkiye'nin terörle mücadelede en güçlü olduğu bir dönemde yaptı bu çıkışı. Yani acizlik değil, tam tersine meydan okumadır bu.
Başkan Erdoğan'ın da iç cephenin tahkimi, birlik ve beraberliğe atfen; "Cumhur İttifakı'nın açtığı tarihi fırsat penceresi kişisel hesaplara kurban edilmemeli. Hep beraber terörün olmadığı Türkiye'yi inşa edelim isliyoruz" diyor.
Evet tüm ezberler bozuldu. Ülkücülerin lideri Bahçeli'nin bu çıkışla hiçbir siyasi beklenti içinde olmadığı da gayet açık. Hadi bakalım görelim.
DEM (kendini tarif ederken sıkça iddia ettiği gibi) gerçekten 'demokratik siyaset' yapabiliyor mu? Yani DEM, silahlı kanadını tasfiye edebilecek mi? Teröristbaşı Öcalan PKK'ya sözünü geçirebiliyor mu?
Terör örgütü PKK ve sınır ötesindeki uzantılarının derdi Kürtler mi.., yoksa Siyonist ABD'nin ve Siyonist İsrail'in emirlerini uygulamak mı?
Bu süreç tam bir turnusol kağıdı olacak!..
TÜRKİYE'YE YENİ PENCERE AÇMANIN ZAMANI GELDİ
MHP Liderinin çıkışına yönelik Akşam Gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz "KandilTarihi pencere" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı;
Bahçeli, Özel ve Erdoğan'ın değerlendirmeleri göz önüne alındığında devletin stratejik bir hamle içinde olduğunu gösteriyor. Dünyanın gidişatı, bölgede yaşanan gelişmeler, Ortadoğu'da yeni alt üst oluşlara gebe. Türkiye'nin de mevcut haliyle, mevcut düşünce kalıplarıyla yeni döneme hazır olması mümkün değil. Bu konjonktürde radikal dönüşümleri, değişimleri geliştiremeyen devletleri de maalesef bölünme, iç savaş, kaos ve kargaşa bekliyor.
Türkiye'nin üç büyük partisinin liderlerinin yaptığı açıklamalardan anladığım Türkiye'nin, Ortadoğu ve dünyadaki yeriyle ilgili yeni bir vizyon ortaya koyması kaçınılmaz bir ihtiyaç. İç siyasetin kısır gündemi içinde şekillenen düşünceler mevcut sorunlara çözüm üretemez. Ufukta görüneni, ülkeyi bekleyeni doğru kavramayı engeller. Bahçeli'nin açıklamaları, Erdoğan'ın da işaret ettiği gibi Türkiye'ye yeni pencere açmanın zamanının geldiğini gösteriyor. Bu büyük fırsatı kişisel hırsları için sabote etmeye kalkanları tarihin pek de iyi anmayacağını şimdiden belirtelim.
BU TARİHİ FIRSATI KAÇIRMAYALIM
Bahçeli'nin sözlerine ilişkin Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Donat şu sözleri sarf etti;
Günlerdir bölgedeyim. Bahçeli'nin DEM Parti'ye uzattığı elin Güneydoğu'daki yankılarını yazdım. Bugün Türk siyasetinde tarihi bir gün yaşandı.
Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP Lideri Bahçeli elini taşın altına koyarak terörün sona ermesi için tarihi açıklamalar yaptı.
Özgür Özel de bu açıklamalara destek verdi.
DEM Parti'den gelen ilk yorumlar olumluydu.
Bu açıklamalar, huzura susamış Batman'da memnuniyet uyandırdı.
İsrail'in bölgesel bir savaş için bütün Ortadoğu'yu tahrik ettiği bugünlerde artık bütün enerjimizi ülkemizin sınır güvenliğine vermeliyiz.
Erdoğan ve Bahçeli'nin attığı bu adımları inşallah birileri yine sabote etmez.
Bu tarihi fırsatı kaçırmayalım.