Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde Türkiye'nin savunma sanayiindeki göz bebeği şirketi TUSAŞ tesisine düzenlenen silahlı saldırıyı, terör örgütü PKK resmen üstlendi. Terör örgütünün silahlı kanadı HPG'den yapılan açıklamada dikkat çeken ifadeler kullanıldı.
Terör örgütünün açıklamasında saldırının "Apocu fedai ruhla gerçekleştiği, Türkiye'nin güncel siyasal gündemiyle alakasının olmadığı, uzun süre önce planlandığı" belirtilirken PKK'nın TUSAŞ gibi silah üreten merkezlere karşı eylem yapmasının meşru olduğu iddia edildi. Öte yandan "Öcalan'dan mesajın yansıması ayrıca değerlendirilecek bir husustur" ifadeleri kullanıldı.
'PKK BİZ BİLDİĞİMİZİ YAPARIZ DİYOR'
TUSAŞ'a yapılan alçak saldırı sonrası terör örgütünün yaptığı açıklamayı güvenlik uzmanları Haber7'ye değerlendirdi. Savunma Uzmanı Turan Oğuz, PKK'nın açıklamasındaki kritik detaylara dikkat çekerek bu açıklamaların tersinin okunması durumunda gerçeğin ortaya çıkacağını söyledi.
Savunma Uzmanı Turan Oğuz
Terör örgütünün "Türkiye'nin güncel siyasal gündemiyle alakası yok" açıklamasının doğru olmadığını belirten Oğuz, "Doğrudan alakası var. PKK her zaman olduğu gibi sivillere saldırmadık diyorlar ama sivil vatandaşlarımız şehit oldu." şeklinde konuştu. Oğuz, terör örgütüne sadece TUSAŞ'ta üretilen silahların değil, Türkiye'deki savunma sanayii alanında çalışan hemen hemen tüm şirketlerin ürettiği silahlarla darbe vurulduğunu, dolayısıyla hedefin diğer büyük silah üretim şirketleri de olabileceğinin altını çizdi.
Örgütün açıklamasında 'Öcalan' noktasının önemli olduğunu söyleyen Oğuz "Abdullah Öcalan'ın uzun süredir hapiste olmasından dolayı örgütte çok bir etkisi yok artık. Etkisi daha çok psikolojik. Doğrudan söylenmemiş ama örgütün demek istediği şu; Biz kendi yolumuza bakıyoruz, Öcalan'ı da dinleriz ama biz bildiğimizi yaparız demek istiyorlar." ifadelerini kullandı.
SALDIRIDA İSRAİL'İN PARMAĞI MI VAR?
Terör örgütü PKK'nın bölgede sadece bir tetikçi rolünde olduğunu söyleyen Oğuz, Ortadoğu bölgesinde yaşanan gelişmelere ve özellikle İsrail-İran gerilimine dikkat çekti. Oğuz, saldırının arkasında İsrail'in parmağının olabileceğini işaret ederek "Türkiye'nin kendi içişleriyle ilgilenerek bölgede yaşanan gelişmelere dahil olmaması isteniyor anlaşıldığı kadarıyla. Saldırıyı düzenleyen teröristlerin de yurt dışında geldiği tahmin edildiği üzere tüm noktaları birleştirince işaretler bu yönde gösteriyor." dedi.
BAŞKA İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİYLE ORTAK ÇALIŞILMIŞ OLABİLİR
Terör örgütü PKK'nın saldırıya ilişkin açıklamasıyla ilgili Güvenlik ve dış politika uzmanı Prof. Dr. Talha Köse ise şu ana kadar ki örgütün yaptığı çalışmaların işleyiş tarzıyla çok uyumlu olmadığını belirterek, saldırı koordinasyonunda başka istihbarat örgütleriyle ortak çalışma yapılmış olma olasılığına dikkat çekti.
Güvenlik ve dış politika uzmanı Prof. Dr. Talha Köse
TUSAŞ saldırısının zamanlama açısından da manidar olduğunu ifade eden Köse, "Saha Expo'nun olduğu ve Türkiye'de savunma sanayinin gittikçe mesafe aldığı ve uluslararası tanınırlık açısından çok daha rekabetçi bir noktaya geldiği bir dönemde yapılması dikkat çekiyor. Türkiye'nin de savunma sanayi alanında, özellikle de belirli kilit teknolojilerde, dünya standartlarında çok daha rekabetçi olduğu bir döneme geldi. Bütün bu çalışma Türkiye'nin bu konudaki rekabetçiliğinin de önünü kesmeye çalışan, doğrudan hedef alan bir yaklaşım." şeklinde konuştu.
Prof. Köse, Türkiye'nin Ortadoğu'daki savaşta belli bir duruşunun olduğunu ve yaşanan saldırıyı da Ortadoğu'daki gelişmelerin dışında okumamak gerektiğini de vurguladı.
"PKK'DA DEVRE DIŞI KALDIĞI HİSSİ VAR"
Türkiye'nin 'Öcalan' tartışmalarıyla terör örgütünü muhatap almadığını tam tersine örgütü devreden çıkarabilecek siyasi bir müdahalede bulunmaya çalıştığını belirten Prof. Talha Köse, şu sözleri sarf etti;
Dolayısıyla bütün bu hamle yapılırken örgütün de devre dışı kaldığı hissi var. Yani biz de burada aktörüz demeye çalışıyorlar. Ama onların aktörlükleri aslında bir açıdan şöyle de düşünülebilir. Belki bu örgütü araç olarak kullanan aktörler aslında maşa olarak kullanılan belki de dışarıdaki aktörler bize bir yandan da mesaj veriyorlar. Sanki sadece muhatabın örgüt olmadığı veya Öcalan olmadığını gösteren tarzda da bir mesaj veriyorlar. Yani bu işin dışarıda ayakları var, Avrupa'da ayağı var, Kandil'de ayağı var, Batı başkentlerinde ayakları var. Bu ayaklarında aslında asıl paydaşlar olduğunun da altını çizmeye çalışıyorlar yani. Kendilerinin de aslında muhatap alınması gerektiğini vurguluyorlar.