
Yapılan son araştırmalar, piyasadaki birçok sıvı sabunun içinde mikroplastikler, sentetik koruyucular ve çevreye zarar verebilecek kimyasal maddeler bulunduğunu ortaya koydu. Bu maddeler yalnızca doğaya değil, doğrudan cildimize de zarar verebiliyor. Özellikle kuruluk, tahriş ve alerjik reaksiyonlar en sık karşılaşılan sorunlar arasında yer alıyor.
Kanser riskini %30 azaltıyor! İşte bu 10 besin zırh gibi koruma altına alıyor
Bu durum, birçok kişinin doğal içerikli katı sabunlara yönelmesine neden oldu. Katı sabunlar sadece cilt dostu olmakla kalmıyor; plastik ambalaj kullanılmadığı için çevreyi de koruyor. Ayrıca doğru koşullarda kullanıldığında mikroorganizma üretme ihtimalleri oldukça düşük.
POMPALI ŞİŞELERE DİKKAT! TERS ETKİ YAPABİLİR
Uzmanlar, sıvı sabunların sunulduğu pompalı ambalajların düzenli olarak temizlenmemesi durumunda bakteri oluşumuna yol açabileceğini vurguluyor. Bu da hijyen amacıyla kullanılan ürünlerin tam tersi bir etki yapmasına neden olabiliyor.
PEKİ, SIVI SABUNLARIN OLASI ZARARLARI NELERDİR?
-SLS (Sodyum Lauril Sülfat) ve SLES (Sodyum Laureth Sülfat) gibi maddeler, sabunların köpürmesini sağlasa da cildin doğal yağ dengesini bozarak kuruluğa neden olabilir.
-Parfümler, boyalar ve koruyucular (parabenler gibi) alerjik cilt reaksiyonlarına yol açabilir. Triklosan gibi antibakteriyel maddeler de cilt tahrişine neden olabiliyor.
-Cildin doğal pH seviyesi 5.5 civarındayken birçok sıvı sabun daha yüksek pH değerine sahiptir. Bu durum cilt bariyerini zayıflatarak dış etkenlere karşı savunmasız hale getirir.
-Sık kullanım, ciltte doğal olarak bulunan faydalı bakterilerin yok olmasına ve mikrobiyom dengesinin bozulmasına neden olabilir. Bu da sivilce ve diğer cilt sorunlarını tetikleyebilir.
-Parabenler, ftalatlar ve sentetik kokular uzun vadede hormon dengesini bozabilecek etkiler gösterebilir. Bu tür bileşenler özellikle uzun süreli kullanımda risk teşkil ediyor.