Enflasyonla mücadele kapsamında bir süredir ekonomi yönetimi önemli adımlar atarken, bu adımlar meyvelerini vermeyi sürdürüyor.
Buna göre, yıl içinde uluslararası kuruluşlar üst üste Türkiye'nin notuna ilişkin iyileştirmeler yaparken, izlenilen politikalar çerçevesinde makroekonomik veriler de olumlu sinyaller vermeye devam ediyor.
Özellikle ödemeler dengesindeki iyileşme, döviz rezervlerinin rekor seviyelere çıkması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) başta olmak üzere ekonomi kurumlarının attığı normalleşme adımları piyasalarda olumlu karşılanıyor.
Söz konusu gelişmeler yabancı ilgisinin Türk lirası (TL) varlıklara olan talebini beslemeyi sürdürürken, Türkiye'nin borçlanma maliyetleri de geriliyor.
Buna göre, Türkiye'nin 5 yıllık CDS'i haftanın son işlem gününde 249,8'e indi. Söz konusu seviye, Şubat 2020'den bu yana en düşüğüne işaret ediyor.
CDS NEDİR?
Finansal piyasalarda oldukça önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkan CDS (Kredi Risk Primi), bir ülkenin ya da kurumun iflas riskinin bir ölçüsü olarak tanımlanabilir. Belirli bir borç enstrümanının (örneğin bir tahvil) ödenmemesi riskine karşı koruma sağlar. Dolayısıyla yatırımcının belli süre zarfı içerisinde bir borçlunun kredi yükümlülüğünü yerine getirememe riskine karşı sigorta satın almasına destek olur. Yüksek CDS değeri, yüksek kredi riskini gösterirken, düşük CDS değeri daha düşük riski ifade eder. Bu prim ülkenin ekonomik istikrarı, politik durumu ve diğer faktörler tarafından etkilenebilir. Global yatırımcılar, yatırım kararlarını alırken bu primi dikkate alarak hareket ederler. CDS, kredi piyasalarında risk algısının bir barometresi olarak kabul edilir ve finansal kararlar için önemli bir ölçüttür.